0
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1006
Okunma
tavsiye iyidir karalanır
toprağın taş omuzları
ateşi ağırdan taşımalı
ayaklar mistik telaş
buluşur küller yine
düşüncesi bulanık nehre
sudan anafor sisli yüzlerde
geçmişten geçen terli alınlar
güneşsin diyerek sevemedim onu
ihanet olurdu yıldızlarını
göğüs sofraya seren geceye
hani sahili yakamozlu uzak
ay aydına bandırılan sarp dağ
şükür iman yitmedi
gelmedi tavafını etmeden
duvardan sıyrılan gülümseme
katmanlarına köklenen
fırtınası yalın kentin
kaç kubbe yıkılır farketmeden
dudakları fısıltılı sevaba
dalları ağacı taşımıyor
dokunsan çökecek mezar
yutacak iki alevli dize
diyeti ödenmemiş helalleşmeleri
naralı dillerin ördüğü sınırlardan
çağırıyor sessiz ölüm bizi