2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1086
Okunma
usul usul yürüyorum
kurtulamadığım bir gece
yakamdan yakalardı hep
yine yakaladı
hem de bu sefer tam ensemden...
kaçmıyorum artık
kalıyorum avuçlarında kuru yaprak gibi
elbet savrulup biteceğim
eninde sonunda...
kendimce yöntemler de aramıyorum
çünkü kulakları yok gecenin
gözleri yok
acıması yok
duymuyor görmüyor bilmiyor...
tüm düğümleri burada görüyorum
bütün çöpe atılmış yüzükleri
ve bir sürü resim var yanmış
gecenin hiç birinden haberi yok
az ilerde kemikler var
üstleri tozla örtülmüş
bunlardan da habersiz gece
nasıl bu kadar gaddar olabildiğini
anladım pes ettikçe
gecenin duyguları yokmuş...
artık şaşkınlığım da kalmadı
kemiklerle doyuruyorum karanlığı
beni yiyecek diye korktuğumdan değil
sadece dost oluyor bana duygusuz da olsa
vefayı bilmese de o
ben biliyorum...
hiç sırtını sıvazladınız mı dostunuzun
ben yaptım
ve ilk defa bir ses geldi ağlama gibi bir ses
irkildim
onca zaman sonra ilk defa böyle irkildim
buruklukla karışık bir iç çekiş gibi
evet uzun zaman sonra şaşırdım
çünkü kalbimden bir şey düşmüş gibiydi
hiç bir şey anlamak istemezcesine
daha çok kararmış gibiydi artık
sanki saklamaya çalıştığı koca bir evren
ve tam üstüne basmış ayaklarım
yerler sırılsıklam
boğuluyorum
ellerim yukarıya çıkmaya çalışırken
ayaklarımın dibe basması
gittikçe derinleşen o ses
o...
can-i
5.0
100% (2)