3
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
601
Okunma

_Bingöl-Bilaloğlu:
24 Mayıs 1993, silahsız otuzüç vatan evladı birliğine giderken şehit edildi; evlerine dönemedi...
Ruhları şadolsun.
_ Giderken
yalnızlıktı yüklerim
hangi yüzüm bana bakıyor bilemedim
bu yol bambaşka bir hüznü yansıtıyor
kılıcın işlediği suçları araştırdım karşıtlıklar yığınağı tarihin gizinde
gece yarısı saatleri saçıp savuruyor
yol akıyor toz kesilen düşüncelerime
vadilerde dörtnala giden süvariler örttükçe ılık karanlık sisi
yanan geceyi gözünde alıkoyan kır çiçeğine inat
kazanmak için kaybetmeyi göze alarak.
_ Giderken
diktiği fideleri arıkta bırakmıştı
ilk hasat kısmetse güze
camı aşındıran rüzgardan sakınarak kuytu bir yer aradı
içine çekti ayın kokusunu ve dağın doruğunda yaşadığı çalkantıyı
düşleri vardı her düşün ardında geceleri üstünde gündüzü yıkayan
adı konulmayan bir şey nabzında atıyordu
yine de türküler devşireceğim dedi geçip giden bulutlardan
dağ tepesinde bir meşe olamazsam gölün içinde bir saz
düşleyerek uyutuyordu doruğunda dağın yıprattığı gövdesini.
_ Giderken
sıvaya dönüşmüş siste
kavgayı başka bir yere götürdüler
ölü bulundular
ama hâlâ ılıktı vücutları
kocaman yüreklerinden başka silahları yoktu
yedi kat dünyanın gergin halatlarını çekip elleriyle
takvime bağladılar
zamanın bir yerlerindeki bu büyük katliamda
dimağ belirsiz
yol ise yarı aydınlık
her birinin göğsünde elli kurşun
boz bulanık termal görüş bakışıyla geri çekildiğinde ufuktan.
_ Giderken
her gecenin üçüne
yeniden boy veriyor hüzün aynadaki yüzümde.