0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
630
Okunma
Yine bu gece
Ellerim cepte bu şehirde
Yağmur inceden inceye yağarken
Kalbim sızlıyor her damlasında
Caddelerde insan yığınları
Vitrinlere mıhlanmış gözleri
Fiyat küpürlerine asılı mankenlere aşık
Göz ucuyla seyrediyorum
Kendinden geçmiş bu insanları
Sevmek kendinden geçmekse
Insanların hepsi kendinden geçmiş
Gecenin geç saatine ragmen
Romen kızının elindeki güller
Samimiyetten uzak, maddeye aşık
Çiftlere uzanıyor titreyerek
Yanından geçerken yüzüme bile bakmıyor
Ne romen kızı ne de elindeki gül
Oysa bilseydi yandığımı
Her damlada cız eden kalbimin kızgınlığını
Elindeki güller tomurcuk açardı
Beş kuruşluk güllerin gösteri geçidi oldu aşk
En küçük mücevherlerin
Küçücük kutulara sığdırılarak
‘Seni seviyorum’ demeleri oldu
Bir pırlanta yüzüğüne satılan
Aşkların adı vahdis edildi
Müzakere salonlarında
Hala yağmur yağıyor
Kalbimin en derinine
Bir düştük ki aşk çukuruna
Ne sen çıkabiliyorsun ne de ben
Ne de zor geldi bu gece
Bu şehri yürümek…
Tophane sırtlarında yürürken
En sıcak muhabbetlerin içimizi ısıttığı
Şubat ayı geldi aklıma
Beyazlara bürünmüş Bursa’ya
Gelinlik giydiriyorduk özenerek
Ulucamiden gelen ezan sesiyle
Nikahını kılıyorduk Bursa’nın
Oysa gelin sendin
Bu aşka nikahı kıyılan biz
Her adımda karların eridiği
Bursa’ydı soğuk şubat ayı
Hala yağmur yağıyor
Kalbimin en derinine
Bir düştüm ki aşk çukuruna
Ne sen çıkabiliyorsun ne de ben
Otobüs durağına sığınmış insanlar
Bir bilseler senin kalbine
Mülteci olduğumu hicret ettiğimi
Hepsi çıkar da yer verirlerdi aşığa
Ama umursayan bile yok
Insan dünyaya oyuncak olmuş
Kim kime ninni söylüyor belli değil
Uyuttun bizi dünya
Yalan aşklarla karmaşık sevgilerle
Yine ezan okunuyor ulucamiden
Okunan ezan sesiyle ben
Aşkımın hikahını tazelemeye gidiyorum.
Hala yağmur yağıyor
Kalbimin en derinine
Bir düştüm ki aşk çukuruna
Ne sen çıkabiliyorsun ne de ben
5.0
100% (2)