E/1248/3-5Onu bulduklarında nüfusu yoktu Belki bir ismi dahi olmamıştı On altı,on yedi yaşlarında kara bir oğlandı Ne yağız dı,ne yiğitti,sırf sakalsız dı Ve bir daha hiç sakalları da çıkmıyacaktı Onu ilk gören çoçuklar haber vermişler çevreye Çevrede galeyanla uzanmış polise Bir sonbaharın sabahında bulmuşlar onu Dere kenarında iple boğulmuş vaziyette Toprağa mayalanır gibi uzanmış Dilini yalıyormuş gibi dudaklarının üstüne koymuş Hani birazda yüzünde gizli bir tebessüm var... Omuzunun üstünden çevirdiler naaşını Kekremsi bir tatla kapanmıştı gözleri Çamurları sıyırdılar parmaklarından Alnındaki kiri temizlediler, Ceplerini yokladılar, Sararmış bir kağıt mendil çıktı,yırtık Birde sekizde durmuş ucuz bir saat... İki saat savcının gelmesi beklendi Sonra daktilonun tuş sesleri ırmağın incecik deresine karıştı Birden sessizlik koyulaştı Artık meselenin bir parçasıymış gibi bekledi kalabalık Kısaca sorulara bildik hiçbir cevap yoktu Kol ve bacaklarından tutarak soktular çuvala Alışık bir vaziyette çektiler fermuarı Artık ortada ölü falan yoktu Şimdi yeni gelinin çeyiz bohçası gibi olmuştu... Götürdüler şehrin morguna Burada ölüler buz tutuyordu Ayak baş parmağına tabela taktılar E/1248.3-5 yazdılar BU onun hiç olmayan nüfus kimliği oldu Artık tuhaf bir adı vardı Belki soyadı bile içinde yazılıydı... Soruşturma bir ay sürdü İki yeni yetme polis bir ay gezindi Bu sürede hiçbir telefon çalmadı O bir ayda tek bir ihbar gelmedi E/1248.3-5 morgda iyice dondu Kimsesizliğin de Otopsisi dahi yapılmadı Biray bir gün sonra gömdüler onu Boğularak faili meçhul yazdılar Dosyası arşivde tozlu raflara kalktı Kimsesizler mezarlığında kimsesizdi Hoca o gün izinli olduğu için Onu sadece toprağı kazanlar gömdü Birde polis vardı başında kayıt için... Adı gibi toprağında,taşı da olmadı Duasız bir yolculuktu bu onun için Belki gittiği yerde bile tanımıyacaklar dı E/1248.3-5 neydi ki Belki bir ayda orada sürerdi soruşturması Bu sürede, yanarmıydı,donarmıydı bilinmez Belki orada da kalabalık meraklı bir grup toplanırdı Artık zebanisi mi gelirdi cebraili mi yoksa özel yetkili savcısımı Tutarlardı tutanak Dirilemiyor diye Belki sabırları taşardı iyice Kimdir bu E/1248.3-5 diye... Vedat DÜNDAR |
Bir nokta bir vuruş belki de o kör nokta yine ölümün ilahı...
Sırra kadem basan insanlık oysa bakalım kim çıkaracak şeceresini kayıp vicdanların?
Saatin durduğu o zamanın da izdüşümü belli ki ölüm saati.
Senelerce tık demeden çalışan kol saatim üstelik ilk maaşımla aldığım...durmuştu ansızın hem de acilin kapısında anneme müdahale yaparken doktorlar. En sevdiğim saatimdi hatta tek saatim.
Ya saatimi tamir ettirecektim ya da annemin elimin bırakmasına izin vermeyecektim.
Kim bilir hangi köşeye attım o bozuk saatimi? Ne önemi var ki...
Annemin doğum günü hediyesi yeni saatimle çok mutluyum.
Konudan uzaklaşmamayı dilerdim lakin hayat çok acımasız ve eşit davranmıyor insanlara. Kimlik numaramı ise hala ezberleyemedim!
Kutluyorum sayın hocam.
Saygılarımla.