2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1658
Okunma
rüyalarım sana kör
ufalar gibi gökkuşağını
yedi yerinden yedi renge kırıldı düşüm
sana eksik uyandım düşün, sana susuz, sana az
ışıkların yıkadığı yüzün
tarifsiz beyaz
nurdan bir nehircesine aktı geceden
güne değdi kamaştı
şarkın sarı düşüklerine gündüz dedin
anlatıldı bitti bu vakte değin
leyla’dan çok bilen bir oryantalistin
babil masalları
isterdim ki
seninle güneşin seyrine isfahan’da düşelim
bir fars şairini gözlerine ezip
yıldızları gömelim güne
gencevi
duysa pek dilhun olurdu
ah benim hanım sevgilim
ama mecnun ölmese bu hangi mesnevi?
bu hasrete yazılan
bu kesif kelimelerin
ağlama
bu parıldayan yaşlar yanağında
bu ne süreğen defin
ben yine yatar uyurum, ay yine asılır oraya
ellerini unuturum
zühal’i boyadığın maviyi
dudaklarını unuturum
beklenmedik bir kırmızıyı susup
sessizliği kan diye kenetlediğin
en mühimi de saçların -çıldırtan sarı
bir zaman parmaklarımdan akan güneş ırmağı
tanrı
dinliyorsa pek müteessir olur
ah benim hanım sevgilim
bileklerimde dönen bu neşter heyecanı
intihar değil
hatıranla izah edilebilir basit bir şiirdir
boynumda seğirip duran bu urgan sancısı
infaz değil
vuslatla açıklanabilir o sarışın esrimedir
Emreyılmaz
Aralık/2017
5.0
100% (4)