1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1591
Okunma
I.
//Bir sır gibi kalacak adın senin.
Bulutlar yağmur taşırken, nazenin.//
Bir şarap içimi, bir gün batımı.
Akşamsefaları büyür saksında.
Bir nefes çekimi, bir kalp atımı.
Saçın dağılır rüzgârın raksında.
Ah Almilâ; işlenmiş bir ipektir,
Aşk tezgâhında o ince gülüşün.
Kalbimdeki hüznü hep silecektir,
Bir serçeyi kanadından öpüşün.
II.
//Aynalarda memnudur yüzün senin.
Işık sızarken içeri, nazenin.//
Vakit gelince yokluğuna doğru,
Hayaline dalarım urun urun.
Kalbimizi yoklayınca o ağrı,
Uykusunda biz oluruz yağmurun.
Ah Almilâ; şiir gibi dokunur,
İçimize acısı uzun uzun.
Sesinden nice misaller okunur,
Efkâra yolculuğunda sonsuzun.
III.
//Hep kalacak aklımda izin senin.
Bahar usulca gelirken, nazenin.//
Gelmediğin şehir, yıkıldı bende.
Denizler tutuştu, sular da yandı.
Ruh meftun olmuş iken nihavende,
Bütün şarkılar hüzzama boyandı.
Ah Almilâ; bütün güzellik sende,
Tan yeri sanki yüzün, gün ağarır.
Yelkovan kuşları durup öksende,
Uzak iklimlerden güzü çağırır.
IIII.
İncitir hicranı gözlerin senin.
Gök uğuldarken birden, nazenin.//
Tutup uçurtmanın kanatlarıyla,
Başka ülkeye göçüyorum derken.
Düşlerim, şahlanan kır atlarıyla,
Sana geliyorum, senden kaçarken.
Ah Almilâ; bir bağbozumudur bu,
Yine tohumlar sende filizlenir.
Hangi sûalin ki; çözümüdür bu,
Korkularım bakışında gizlenir.
5.0
100% (1)