1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1903
Okunma

Hüzünlerin kentiydi gökyüzün!
Bir tohumluk sözcükle
vurgun ektin düşüncelere.
Yalnız
medeniyetlerin eteğinde döner hayat.
Tutsağı olduğun özlem
eskimiş eylül kadehlerinde başlar.
Yaşamak
‘Dilim dilim mevsimdir’ arkadaş!
Kimi zaman gülerken
kimi zaman yakar!
Avuçlarında mühürlü bir kızıllık bırakır.
Örselenmiş yüreği
yıka huzurla
yıkayabilirsen!
Sen ki,
kaygılı yüreğin bulutlarında
raks edişe dayanamazsın!
Ancak gemiler götürür,
akışına bıraktığın suların kıyılarına!
Bir nebzede olsa
nefes alırsın!
Ağrılı taşları atarsın heybeden.
Toplarsın saçları,
umutların engin denizlerinde…
Bütün gölgeler yürür gider saçaklarından.
Gözlerini
tuhaf bakışlardaki ikilemlerin,
sevdanın yalancı zirvesinden
hazin rüzgarlarına katarsın!
Büyük yüktür yanılgı!
Onmaz yılların kelepçesini
söker, atar ellerinden.
Derin bir ohh çekersin!..
Liğme liğme edilmiş kentin çöplüğünde;
Ahhh Mira!
Yeşerir mi aşk?...
5.0
100% (4)