0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2190
Okunma

Yudumlarken bir yaz akşamı
Semaverden tavşan kanı çayımızı
Gaz lambasının titreyen ışığında
Sohbetimiz giderek koyulaşmıştı
Biliyorduk ikimizde sohbet bahaneydi
Maksadımız aynı nefesi tatmaktı.
Kaçamak yapmış, tünemiştik bir köşeye
Bir kalp yapmıştım gayri ihtiyari
Fasulyelerle, çay masasının üstüne
Ortasında ismimin baş harfi
Cesaretim yoktu diğer harfi dizmeye
Sense diğer harfi bekliyordun heyecanla
Yanakların al al olmuştu
Kilitlenmişti gözlerin son tanelere.
Tereddütle tek tek dizmiştim taneleri
Gözlerinden cesaret alarak
Nefesimiz durmuştu son taneyi koyarken
O ben miyim yoksa, demiştin heyecanla
Bense başımı eğmiştim sadece usulca
Dudaklarımdan çıkmayan sözcükle alevlenen
İki damla yaş, gözlerinden aşağı akmıştı
Ne olur suskunluğumu bağışla
O gün, o sensin diyememiştim.
Boyun eğmem gereken bir kaderdi bizi ayıran
Diyemezdim bir sözüm var, bir ömür beni bağlayan
Unutamadım bir ömür o iki damla gözyaşını
O sendin, diyemedim yüreğimde bir uhde kaldı
Hikayesi:
*Gerçek bir platonik aşk hikayesinden esinlenmiştir. Onun, hala o olduğunu bilmediği söylenir.
5.0
100% (1)