6
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
1809
Okunma

Hangi akla uydun da çekip gittin ömrümden
Viran ettin bağımı baykuşlar nöbet tutar
Çalı süpürgesini ekip gittin ömrümden
Süpürdükçe yokluğu belirsizliği yutar
Gönlüme ışık tutmaz umut veren ışıklar
Yerle yeksan olunca yemin bozdu aşıklar.
Neyin hükmünü verdin kendini hakim sanıp
Vicdanına sor hele gece uyku uyur mu?
Bak gözlerin de solmuş yaptığından utanıp
O vicdansız yüreğin senden usanmıyor mu?
Kar yağmış tepelere Kasım ayı süzülür
Sahipsiz olan gönül korku ile büzülür.
Dön desem ne değişir canlanmaz ölen yürek
Mezar başıma dizdin ayrılık taşlarını
Kimseye güvenir mi gerçeği bilen yürek
Sitemi kuşanıp da çatma hiç kaşlarını
Ellerim de elinin kanı bulaşık durur
Vakitsiz açan çiçek açtığı yerde kurur.
Vermiş yaradan sana Yusuf’un gül yüzünü
Sevda aşka gelerek vurmuş başı göğsüne
Asla sevmem deyip de yemiş kendi sözünü
Seni Yusuf sanarak koymuş taşı göğsüne
Ezildikçe ezilmiş ağır gelen sözlerle
Şimdi geçmişe bakar elem dolu gözlerle.
Var git şimdi gönlümün vefa tutmaz sol yanı
Söndürdün ışıkları karanlık bana yeter
Yaktın küle çevirdin senin dediğim canı
Bu öyle bir acı ki yaktığın andan beter
Su ölür insan ölür aşk hep baki kalır mı?
Karşılıksız sevdayı bilmem toprak alır mı?
Ayvazım DENİZ