2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
737
Okunma
Çöllerinde
Buğulu el izi
Gayip bir ses
İçten eski bir ürperiş boşluklarına
Yakan güneş
Doluca karanlık kahverengiye çalan
Delirircesine hazin
Büzüşük ellerinden
Sürünen serzenişler
Bir avuç vahaya
Beton duygularından
Beş bitik kibrit
Ateşlenen meşaleler
Kumsalına
Yukarıya bakışlarda
Asfalt kaygıların ziyan
Gök fenerleri
Hayallerinde tufan
Kayboluşları
Dökülen sakal kırları
Anaya...
Tabiyat nefesi
Sel seslerinden bir çember
Serap güya!
Yıkanan kültürde toprak
Beş duyu
Acıya ramak kala
Uyandırır
Binlerce dizin
Kızıl tanecik
Yanık teninde
Kara ense
Kara kara...
Akrep tortuları
Yılan olukları
Nemsiz yosma bir ova
Mavi yok
Koku buhar
Okları ışın cenneti
Damlacıklar mı?
Alında!
Akıl sarhoş kalır
Gece dondurur
Yerde Başın
Yok arşın
Çok dikenli gülleri var
İsmi Kuru yeşil
Buna da şükür
Hadi
Çukur aramaya koyul
Gök uzaksa
Belki su
Çok ta derinde değildir...
5.0
100% (2)