4
Yorum
40
Beğeni
5,0
Puan
1525
Okunma
Bir hay’kırış deldi sessizliğin tabakasını
bir yanda koşuşan insanlar
diğer yanda kötürüm çabalar
soğuk bir kurşun gibi işleniyordu k’ayıplar hedefimize
nereye gidiyorduk
nereden geliyordu bunca uğraşlar.
Soğulmuş yalnızlıkları süslüyordu
aynı havayı soluyan
binlerce ayrı dünyanın bireyleri.
Ürkünç
sevimlilikten uzak
yaşlı bir gelecek bekliyordu gençlerimizi
ihtiyar kötüler böbürlüydü ustalıklarında
itinalıydı eksiltecekleri.
Kalbimizde uyuttuğumuz kederler
kutsal bir emanet gibi
büyürken gözlerimizde
öyle özenli öyle terelelli
öksüz bir çocuk gibi boynu büyük
kahrımızdan tesbihler diziyorduk
tanesince gözyaşlarımızın.
Parçasıydık her bir kötü planın
değerli bir’er yedeği yitirilen saygıların
sevgi en son meselesiydi insancıkların.
Son bir hamle
öfkeyle silkelendik
şiirler yazdık ağlamaklı ve gülünç
sonu güya mutlu biten hikayeler sonra..
oysa biliyorduk uydurulduğunu mutlu bitişlerin
mutsuzluk bir Türk filmi gibi
salınacaktı son sahnesinde gözlerimizin
intihar eden o üç harf ile.
S O N yazmazsa devam edecek miydi umut bilmiyorduk
bildiğimiz tek şey hayatın devam etmesiydi
düşe kalka
susa konuşa
ve hatta sile yaza..
D’övündük bir çay yudumunun ardından sonra
tıpkı beğenilmeyen şiir’ler gibi silinseydi keşke
yok edilebilseydi kaderler de dedik
su içtik buz gibi yanan içlerimize
kuş sesi dinledik
sustuk kilometrelerce
dalıp gitti gözlerimiz uzaklara
odur budur bulunmayı bekleyen
k’ayıbıyız bir ömrün
tüm doğmuş ama büyüyememiş masumluğumuzla .
Anladık sonunda her çaba ve
beklemek boşa
insanlık yoksa sabır da gereksiz bu hayatta dedik
yeni bir senaryo için
başladık çözmeye b’ağlanan ellerimizi göğsümüzden
vakit yine her şey için çok geçti..