19
Yorum
36
Beğeni
5,0
Puan
2178
Okunma

Ağır yaralı dudaklarda ertelenirken acı
üstüne düştüğü her şeyi aldatır ay ışığı.
Tanışıklığı alır gider çapkın bakışlardan
ağızlarda kalır ham elmanın buruk tadı.
Oynak bir akşamın koynunda
yankılanır iki kişilik rüzgarın yalnızlığı.
Görünmez el olurum kendime
çizerim görüşe hasret yıldızın ucunu.
Duraksız bir kıpırtı dolaşır
örselenmiş derinliklerde.
Boy verir düşlerim
çiçeğe yürür balkonlar.
Örülür çıplak düşünceler sözlerde
Genişler gökyüzü
gerilir göz kapaklarıma bahar.
Yumruklarımı içine koyar
Yürürüm yüreğimle.
İçtikçe zamanı en duru yerinden
loş gelirim sokağıma yine de...
Konaklamış bulurum ayrılığı
fırdöndü mavisinde.
Artık sevdalar da çizilmiyor
savaş yürekli gecelere...
Oysa daha dün sönmüştü gözlerimi ısıran alev.
Öpülürse yüreğim geçer belki de...
Yankılanır bir yıldız sesi güneş denizinde.
Aşkın solgun gülüşüne su verir
yaralı bir kuşun yavrusu göğüs kafesimde.
İnce bir yorgan gibi kar toplasa da anılarım
geçmiş enkazının üzerinde..
Dökülür ezanın ayak sesleri
suskunluğumun üstünde.
Yaşarken ödenirmiş hayatın ederi
esmer hüznün ölgün gölgesinde.
Dünya ki;bir sevda evi
dikenleriyle açarmış insan çiçekleri.
Binlerce yokluk yaşanırmış
Eldesizliğin karanlığında.
Dolanırmış yağmurca elvedalar
uzanırken aşkın saçak altına..
ferdaca
5.0
100% (24)