1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
718
Okunma
yüzümde yitik bir kent ayaklanması var
şakaklarımda kuru bir tene dokunuyor
beni senin olmadığın bir şehirde
karanlık bir mevsime yağmurlar yağdırıyor
ve ben bu gece çok sensiz kaldım
elim ayağım soluksuz
kaç zamandır mahpus yaşıyorum
kaç zamandır yüzüm kirli
kaç zamandır bedenim zindanda
ve kaç zamandır soğuk duvarlara sırtımı yaslıyorum
seni hep giderken hatırlıyorum
gözümde yaşlar süzülürken
elimden umudumu alırken
yüreğimden beni vururken hatırlıyorum
ah nasıl öldüm
nasıl bir ölümdü gidişin
sayki sen sonbahar-dın
yahut eylül
veya bir yağmur damlası
yada güneş
yada şiir-din
ben şiirini kaybetmiş bir mısraydım
kuru bir nehir yatağında
mavi bir gökyüzünü seyrediyorum
elim ayağım bir boşlukta seni arıyorum
nasılda yoksun
nasılda sensizim
nasılda içim paramparça
göğsüm darmadağın
şakaklarım yağmur yağmur
ah nasıl öldüm
nasıl bir ölümdü gidişin
ibrahim dalkılıç
26/09/2017
21:50 izmir
5.0
100% (1)