9
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
2258
Okunma

yitik kentler gibi sahipsiz ve de yalnızım
kaldırın beni düştüğüm yerden
kirlenmeden içimin kar beyazı
gri şafaklara öylece bırakın beni
serin üstüme gerçekleşmeyen hayallerimi
ürperen bir yaprağı öperken dalından seher yeli
iğde ağacı boyunca…
güneşin değdiği her yerde iğde çiçekleri açar
son cemre diye göklerden toprağa atılmış
hasret sabahlarımın umut saçan gün ışığı
sevdalı gecelerimin ay ışığı
sinemde eflatun bir hüzün
gün batımlarına vurur kızıllık
hep yüreğimde batar akşamlar
en yalın ateş kıvılcımları benim adımı bilir
yorgun kabuslardan çıkıp gelen yolcuları ağırlar ruhum
hiç bir şey yapamamanın derin azabıyla yaşıyorum
ayrılık ezgileriyle bileniyor düşünceler
boşluğa dökülen iğdelerin vaktidir şimdi
her şey yağmalanmış …tarumar edilmiş
ince bir yağmura yakalanır sokak
iğde ağaçları uyanır uykusundan
hiçin her şeye, her şeyin hiçbir şeye karıştığı
bir eski zaman masalı gecenin üstüne örtülür
gurbete yakılmış türküler kadar derin…
yürür iğde mevsimi
rüyadan hayale, hayalden düşe
alnımın ortasında iki ateş su
bazen birkaç damla yağmur damlası
yanaklarıma dokunarak düşüyor yere
iğde kokan caddelere sürgün
kanıyor ateş ateş eriyerek
yüreğim cayır cayır
buğusuyla tütsülenmiş firari umutlar yüklenirim
iğde dalları boyunca eğilip bükülerek
avuçlarımda bir çiğ damlası
kırık bir aşk hikayesinden birkaç ıssız mana
her yer yanıp kül olmuş
havada kanat vuran serçeler yitik
kıyıda kalmış metruk bir iğde ağacıyım
en uzaklara iğde yaprakları döküyorum
yitip gidiyor acının en kırılgan zamanı
öncesiz ve sonrasız
tenhadan en tenhaya
yalınayak koşan çocuklar gibi
kaderim yazılı gecenin karasına
içimde sessizce yakarışlar
yokluğa akar durur
sonbahar …sonbahar
upuzun dökülür ,düşer iğde yaprakları
bir damla yaş gibi sıcacık
redfer