Ağlamayacam
Ağlarsam gözlerime düşen siman düşecek
Ağlamak istemiyorum gözlerime mühürlendiğinden sonra
Ben nasıl ağlarım korkarım
Ben seni gözlerimin yuvalarına sakladığım yerden düşürmek İstemiyorum
O yüzden ağlamıcağım
Ağlamak da istemiyorum
ağlarsam kendimi kaybederim
kendimi kaybedersem
seni başı bozuk dünyada
yalnız bırakırım
ağlamaya-cam o yüzden
hele de siman’ı gözlerimin beyaz tenine çalmış-ken
ağlamayacağım
gözlerime Nil çekerim
kör olurum
gerçekte görmem seni ama
seni de gözlerimden düşürmem
ben seni göz rengime çalmışım
nasıl ağlayarak seni düşürebilirim ki
gidenim sen olsan dahi
ardından siman kalsın bari
o yüzden sen gitsen dahi
ben arkandan gülerek el sallayacağım
ben seni düşürmeyeceğim gözlerimden
ağlamayı bıraktım
bir damla dahi
akıtmaya-cağım elmacık kemiklerimin üzerinden toprağa
ben ağlamayı kestim
seni göz rengime çalmışım
duvara asılı duran
bir çerçevedeki resim gibi
yalnızlıkla acı çeken duvarlar gibi
sessizliğe karışıp ağlamayacağım
aksine güle oynaya uğurlayacağım seni
ben seni şakaklarıma sürdüğün beyaz saçlar gibi değil
ben seni göz rengime çaldım
güle oynaya da uğurlayacam seni
ağlamayacağım
bir tek damla dahi düşürmeyeceğim yere
seni düşürmekten korkuyorum
zaten sen gidersen
sensiz kalacağım
bari siman yansıdığı yerde kalsın
ağlamayacağım göz rengime çalınmış siman
ağlamayacağım
peryasızlığıma gölge düşüren
şakaklarıma beyaz saç süren
yolculuğu çok seven
kadim ruhlu güzel kadın
ağlamayacağım
sen gitsen dahi benden
ağlamayacağım

>>> PeRYaSıZ<<<