2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
839
Okunma
düşmüyor kalem kağıda,
değmiyor mızrap sarı tele.
sen ey sevgili sen,
gel hele gel,
gönül yamacıma kurul,
seyreyle içimdeki cümbüşü...
sarı tel kahrından erir,
kalemler kırılır sevdanın mahkemesinde.
cevrine dayanmazken dağlar,
şaşarım,
şaşarım bu işe,
ben nasıl kaldım dünden bu güne.
ah keşke,
ah keşke ben de ölseydim
zifir gibi karanlık bir gecede.
tabakamda tütünüm,
şişemde şarabım kalsaydı birer içimlik,
ve sol göğsümün üstünde resmin,
geçip gitseydim,
geçip gitseydim bilinmezlere..
ne mor menekşeler olsaydı gittiğim yerlerde,
ne de sevdanın arap saçları dolansaydı göğsüme...
5.0
100% (2)