Çok çalışmalıyız çok, farkı kapatmak için!
Dün, yanımızdakiler, ne çok açtı arayı?
Önce titremeliyiz, belayı atmak için;
İftara çok az kaldı, seçin ak ve karayı…

Ak/tı geldiklerinde, Allah var az da baktı!
Garibi, gurabayı çarptı, peşine taktı…
Kendinden olmayanı, kaynar kazanda yaktı!
Tez, sardı kokuları, payitaht Ankara’yı…

Birisi çoban oldu, sürüleri götürdü!
Kayalıktan atladı, koyunların on dördü!
Peşe düştü kırk dördü, kalanını kurt gördü!
Vekil çoban okudu; “Bakara - makarayı…”

Kürsüden bağırdılar; sistem diyoruz sistem!
Sormadılar tebaya, var mı sizden bir istem?
Gerek yok dedi ordan vekili damat Rüstem!
Yaktılar cayır, cayır, fakiri, fukarayı…

Çalanı, adalete teslim etmek yerine;
Bir kenara koyacak, bakın niyetlerine!
Şayet ki o hırsızsa, söyleyin ederi ne?
Dürüstlere mahpusluk, hırsıza ver parayı…

Bir bakın, susuzluktan bütün millet kırıldı!
Yandaşlar ölmüş gibi, musluklara sarıldı!
Çekin şu güğümleri, halk sırada yoruldu!
Sizin su kaplarınız, batırır ak sarayı…

Karaman-2017/09

Halil Şakir Taşçıoğlu

ÜSTATLARDAN:

Namert ve nankörlerin yoktur özünde arı,
Firavun’dan, Nemrut’tan olmaz ki hiç farkları,
Dinleri, imanları sadece çıkarları,
Onların işi gücü kandırmak fukarayı.......................................................sakaogluhasankarakucuk

’Mümin kişi yük etmez ne köşkü ne sarayı
Hak’kın adaletiyle açıvermez arayı
Nefesi şifa olur iyi eder yarayı
Çölde bir besmelesi doldurur matarayı......................................................Hülya ASLAN’