0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
910
Okunma
her yerde seni aradım roza
bir coğrafyanın enkazında aradım
yasaklanmış bir dil kadar suskundum
sen o kadar çoktun ki bende
o kadar uzaktaydın
sonra bir ayaz vurdu yüreğimden beni roza
yüreğime bir ok saplanırcasına acıdı
gecelerde aradım seni, geceler uykudaydı
günlerde aradım seni, günler güneşini yitirmişti roza
ölümü bir türkünün içinde avucuma bırakırken sen
seni gök kuşağının tüm renklerine boyar gibi sevdim
sonra ihtilale uğrayan şu yüreğim
postal seslerinin altında ezildi roza
palet palet tank sesleri çiğnedi umutlarımı
sonra bir düşün içinde aradım seni
yağmur yağmur göğsümden vuruldum roza
yaşama tutunduğum şu günlerde
gidişin kaçıncı cezaydı ömrüme
kaçıncı yok edişiydi
yüreğim ağırlaştırılmış müebbet almış kadar umutsuz
ne özgürlüğü düşünüyorum şu günlerde
nede bir yaşamı düşünüyorum roza
sensizlik pimi çekilmiş bir el bombası kalbimde
çığlık çığlık sustuğum gecelerden vuruyor beni
bir yaşamı sevdiğim kadar, ölümü de sevdim
ama sensizlik kadar hiçbir şey acıtmadı yüreğimi roza
sararmış bir yaprak gibi
ve kurumaya yüz tutmuş bir ağaç gövdesi kadar sessizce
bir köşede bir umudu bekledik
ölüm kadar yalnız
ölüm kadar acımasız bir dünyada
ve bir palyaço’nun mutluluğu kadar çaresiz
bir hüznü saklıyorum içimde roza
sen kadar gerçek, sen kadar acı dolu
sanki bir ölüm geziniyor kalbimin sığınaklarında
elini kalbimin üstüne koy roza, sensizlik ölmesin
ibrahim dalkılıç
09/09/2017
22:35 izmir
5.0
100% (1)