1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1253
Okunma

Bayram gelir zindana yârle görüş gününde
Nazlı yârin kokusu üstüme sindiğinde
Bana gülümseyerek nasılsın dediğinde
Ölüme denktir zindan içine bir girince
Yârden ayrılık ölümdür zindana girince
Gönül yârden zindana birden ayrı düşünce
Hayaline zindanda karanlıklar çökünce
Hasret kapısın açar hoş geldin sen deyince
Ölüme denktir zindan içine bir girince
Yârden ayrılık ölümdür zindana girince
Kirpiğin kaşa değmez zindan yüzün güldürmez
Hemen öldürmez seni çareyi sana vermez
Nazlı yâr gelince ah dakikalar hiç yetmez
Ölüme denktir zindan içine bir girince
Yârden ayrılık ölümdür zindana girince
Karakaşı gözleri gözün önünde gitmez
Mahkûma güneş doğmaz bekler eceli gelmez
O yâre gitmek ister prangalar izin vermez
Ölüme denktir zindan içine bir girince
Yârden ayrılık ölümdür zindana girince
Taş duvar yıkılmıştır üstüne sesin çıkmaz
Ararsın bir dost yoktur yüzüne kimse bakmaz
Derdini anlatacak yoktur kimse anlamaz
Ölüme denktir zindan içine bir girince
Yârden ayrılık ölümdür zindana girince
Âşık Gülveren’im ben düşlerim hiç solmasın
Mahpus biter elbette gönül yârsiz kalmasın
Bundan sonra o yârim bensiz hiç ağlamasın
Ölüme denktir zindan içine bir girince
Yârden ayrılık ölümdür zindana girince
© Âşık Gülveren