1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1037
Okunma
31. SÖYLESENE
denizine kavuşamayan ırmak mısın ne
çağıldayıp duruyorsun yanı başımda
susuz yüreğimin yol ayrımını
belirsizleştiren çöl müsün yoksa
gece mehtapsızdır, gündüz zulümkâr
düşlerimi dalayan ecel misin ya
rüzgâr kırık bir saz olmuş sızılar
az mı gittin, uz mu gittin, ah yıldızlara
32. YAKINMA
a.
şu çocuğun az sonra kalbinden kuşlar kalkacak
çünkü kuşlar yangın yeri
-ama kimler anlayacak-
şu kadının az sonra boynu bahar kokacak
çünkü bahar hasretliktir
-ama kimler anlayacak-
şu adamın az sonra yüzünde yağmur yağacak
çünkü yağmur direnmedir
-ama kimler anlayacak-
b.
ben neyleyim
ben neyleyim
kalbim aşktan çatlayacak
33. ŞAİRİN BİRİ
zehir-zıkkım geceler bastırdığında
kendisini hemencecik rüzgârla buluşturan
ufak-tefek, o çok mâsum sevgilisinin
saçlarını hüzün dolu bir nehirde yıkayan
akvaryumda balığı, kafeste kanaryayı
yalnızlıklar adına kesintisiz okşayan
gizlisinden keder vurup dağların doruğuna
yaşanmamış duyguları yüreğinde saklayan
hırçınlığın târihçisi: hem ıssız, hem kalabalık
göçer gider aşk’a doğru, en harâbe varoşlardan
(*): Berfin Bahar, Mart 2017, Sayı 229
34. SEVDA VE KAVGA
tâzecik gül yaprağıdır sevda dediğin
kollamazsan solar gider
bilir miydin?
uçsuz deniz kıyısı, kavga dediğin
dalgalarla boğuştukça artar direnci
görür müydün?
gerçekliğin gerçeküstüne evrildiği noktada
sabretmenin kükremeye elverdiği noktada
çelişkiler toplamıdır hayat dediğin
yanılmalar okulu: yanılmazlığa karşı
dener miydin?
sevda, kavgayı dürter
kavga, sevdayı
-ne vakit dürter ama-
sezer miydin?
35. KRİSTAL ÖMRÜM, EY!
genç kızların tozpembe rüyâlarına
balıklama dalışlarınla tanınıyorsun
koskoca bir hüzün çıngırağı asılı boynunda
uzun-uzadıya konuşuyorsun yağmur damlalarıyla
avuç avuç gözyaşının gelgitinde duruyorsun
ölüm çölünde ve zulüm çölünde
selâmlaşıyorsun bedevîlerle
acının yüzölçümünü hesaplamakla
hasretin hacmini hesaplamakla
tükenip gidiyorsun kristal ömrüm
kristal ömrüm, ey
yunus emre soyundan sevmeye ve sevilmeye
gerçî yemin etmiştin
bir değil
bin değil
sonsuz kere
görünen o ki, bu gidişle
ala-şafağın koynunda uyuyakaldığın bir günde
seni kurşuna dizecekler, haberin olsun
kevgire döndürecekler bedenini
her ne kadar düşlesen de
sevgi fidanını büyütmeyi
5.0
100% (1)