0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1091
Okunma
11. TECÂHÜLİÂRİF
bilirdi de bilmezlikten gelirdi
aşk’ın ne olduğunu
sevmese
yük olurdu yaşamak
görürdü sevse
âşıkların kâğıtlardan daha erken solduğunu
(*) BirNokta, Mart 2017, Sayı 182
12. KURŞUNSA SÖZ YERİNDE
esenliğim oy dinginliğim
sizin yıpranmamış havsalanızdan
her kasırga öncesi
eksiksiz taşırırım kendimi
öylesine tenhâ gitmelerdeyim
daha eski denizlerin ucuna
gelmelerdeyim: vurgun ivedi yoksul
yazılamamış mektuplara
şaşırıyorum hâlâ
-bu benim bitimsiz kadersizliğim-
kurşunsa söz yerinde
ey akşamlar, sokakların ilkel ağzı
meğer ne çok severmişim yalnızlığımı
13. TUT Kİ
tut ki yaşamak yanım depreşmiş yeniden
üzüm salkımlarına tut ki serçeler tünemiş
lîme lîme edilmiş bir yüreği okşarken
içimin ücrâ köşelerine tut ki gülüşün gelmiş
nasıl yükseltirim bilsen bayrağını sevdamızın
ikimiz aynı sevincin ocağına yürürüz
muzaffer iki yürekle yürürüz o zaman
14. VAY!
menevişli bir sevdanın
suyunu içerek geldim kapına
vay! yüreği yaralım
gözlerinin buğusunu almaya
murâdına kurşun sıkanı bulmaya
vay! ayrılığı belâlım
15. ÖZELEŞTİRİ
ne vakit gözlemlesem sarmaşıkları
aşkımdan utanırım
bir pişmanlık katmanı çöker gönlüme
yalım yalım yanarım
bitiremem başladığım türküyü
tâze toprak kokusu bile belâ olur
sataşmak gelir içimden yağan yağmura
sapıtırım
5.0
100% (1)