8
Yorum
24
Beğeni
0,0
Puan
999
Okunma

İstanbul’da bir adam bir bardak çayla demli
değerini yazıyor insan olmanın
Türkçeyle sarmaş dolaş, güzelliğe sevdalı
ismini soruyor bir çiçeğe oldukça meraklı
buğulu beyaz rengine hayran
çiçek satan kadınlar diyor ki nergis
dağımın kokusu kadar tertemiz!
anne derken yüreği gülüyor annelerin
insan eli değiyor çocuk kalbine
bir dünya özleminde sevgisince güzel ve duru
bakışlarında istiyor gülsün insanlık
ardına atsın kanlı yılları bir bir
hakkını versin şair yazdığı her dizenin
gerçeği yazsın yazar
kalksın, insana vurulan her tür boyunduruk
sevdiğinde saklamaz sevgisini ne yağmurlu günden
ne kendinden, ne aşktan, ne de İstanbul’dan
dilinde çarpar yüreği sevda deyince
üfler dumanında sigarasının
ayrılıklar sardığında kalbinin çevresini
çarpar Anadolu insanının emeği, gücü
buyur eder demli çay masasına sevgiyi
İstanbul eski bir türküde söylenmez
boğazın sularında görür aksini
kız kulesi değildir buraya hapsedilmiş zavallı kız
önündedir bir simitçi, balıkçı, kitapçı
bir resim gibi durmamaktadır zaman
kaleminin ucundan not tutar geleceğe
hayal değildir yaşayan insanlar
isteyen tutar düşlerini eliyle
değildir uçup konan güvercin
insan isterse beynini besler..
26. 07. 2017 / Nazik Gülünay