0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
912
Okunma
De ki; çöle dönmüş gönüllere bir katre nefes gerek
Değil mi ki; ruh dünyası bahar iklimine teşne
Gözden yürüyen bir damla, aşkın terennümü demek
Sonsuza ayarlı sesle nefeslen, kalp boğulmasın hüzne
Yüreğimde sahra var, uçsuz bucaksız kum taneleri
İçimizde alevli bir kor, zerresi dokundukça yakıyor
Etrafımda dolaşan insanlar var, türlü türlü gayeleri
Her taraf yangın yeri ama gözler anlamsızca bakıyor
Gözlerde kurumuş yaş pınarı, demir atmışsın dünyaya
İstemez misin, bu kurak iklimden kurtulmak için çaba?
Sonsuz iklimi de ötelemişsin, gemi bindirmiş karaya
Kendimize vefasızlık değil mi? bile bile düşmek girdaba!
İşte; insanlık sürecinde beste yapar nağmeler
özlem duyar ötelere, ideal aşka kavuşmak için
Ama hikmete talip olmayan, yivi silik fareler
beslenecek delik arar, dünyalık menfaat için
Gülümseyen bir sevgiye selam veren kelebek
Raks eder sevgiliye teslim olur, kavuşur
Annesinden sevgi bekler, ilgi ister bir bebek
Tırmanır hayat merdivenini, kendisiyle buluşur
yusuf erdoğan