1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
742
Okunma
gözünü sevdiğim, ocağına düştüğüm
ey ucu-bucağı belirsiz öfke
ey tanrıça ve yangın
her kim ise karanfile su veren
ikizidir tanrının
varsayalım: her sözü bir tırtıl gaspediyor
varsayalım: yarasalar sürtünüyor ömrüme
ama beri yandan da haziransa aylardan
feriştahı gelse kâr etmez artık
gangsterler günü rehin alamaz
göle tutarım yüzümü ayna yerine
sağ yanım: usul yağmur
sol yanım: deli rüzgâr
kuşları sevmeye kalkışsam
çocuklar alınacak, biliyorum
çocukları sevmeye kalkışsam
bu sefer kuşlar
yepisyeni her gülüşüm gayretle eskitilir
bu şehrin kösnümüş akşamlarında
çapraşık duygularla gamlanır kalbim
mağdur olmak kalır bana
mağrur adamlara karşı
kanaya kanaya
diyesim şudur:
aylardan haziransa elden ne gelir
o usul yağmurla bir yetinirim
o deli rüzgârla pür yekinirim
sağrısından kurşunlanmış atlar gibiyken
(*): "Eksik Kırlangıç" kitabımdan
5.0
100% (1)