1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
3112
Okunma

merhamet
sıcak ekmek kokusu olsa
her gün üsenmeden
fırana gitmek isterdim
iyi olmak icin
iyiliği görmek icin.
,
şuhur dünyasında ezdiğin kac tane ruh kaldı
gitgide buluyorsun yolunu yavasca ürkütmden
sallana sallana geciyordu aklım ve tükenen yılların ardı
kaç gün sayıklattı gizli mabedindeki rüya kala kalmışlığı
nasıl kırarsın nasıl baska baska hesap duvarlarına hüküm bulursun
hadi söyle kaç mazumun canına kıydım
ağlayanla ağlatdığın merhameti
kesin bir dille yargıladığın nefisi
hangi gün taşırki konuşurken susan zavallı bakışları
kirpiğinde süzülen icinden düşerken ağır yargılardaki halini
kurtulmak icin kendi adaletini kendi vçdanında sorgulayan kaç kisi kaldıkki
anlatmıyordu insanlığa yeni kurtulusun gercek sürüvenini
bir ön yargıda asılıyordu haksızlık değer gömülüyordu kara yazgı mührüne
söyleyin neden hep haklıdır
haksızlık icinde kendini özgürleştiren
ne yapılmalıdır rüyasında hergün o anıyı gören
keske haksızken haklı olmasaydı nefis denen kör amaş
öyle dipsiz bir cümlede gayri ihtiyari sorgulamasdı viçdan
rahat uyaya bilseydi özel ve tüzel yorgan üstünde yıldızlı hayeller
birden bire kapanmasaydı dürtü dürtü ayakta kalmak isteyen bosluk sesleri
neylersin ne gücün yeter nede bitmislik icindeki asıl urgansız ve meftun yalnız gece
satır satır adalet ister ,korkusuz kalmış karsı rahtaki okunmamış insanlık
yalnız bir kanundu sabahın safağını bekleyen
yolcusuz durakların masum ve öksüz canın
bilinmiyordu tutsak kalmış ve dilim dilim parcaları
hangi saygı kaldıra bilirdiki eğilmis bir yüreğin asi doğrularını
icimde ön yargıdan ve nefretten kurtulan kaç hamal var
kaçtane alınteri gibi doğrunun tek yolunda kaç tane ruhu değişmemiş var
hadi söyleyin burus burus kalmış ve isyandan yakıp yıkmaktan baska neler daha var
zalimken mazlum iyi iken kötülük neden istenirki ,kışkanç ık kadar zordur
keşiyorum yine bir adalet tiyatrosu ama bıcağın ters trafında yalan dünyanın doğrularını
insanlığa bir darbede biz vurmayalaım ,insan özgürken nefis alır
her gün doğan güneşi gibi hayat yeniden baslasın
ne ağlayan olsun nede ağlatan
ben kimden basladım ne kadar dürüstsem o kadar yalnızımdır
ve ne kadar yalan söylediysem yine o kadar yokkum
ic hesap dıs bağı örügülerinde karmasık düzen dingilliğinde
önsüz sonsuz bir rüzgar gibi artık dönüp durma vakkti değil
yasadığım kadar varım olmak istediğim kadar can atımlarımdayım
bir rüyadan uyandım iyiği bir hikayeydi benim icin
kendimi susturdum kendi kendimi ödünlendirdim
ilk günlerdeki gibi artık herkez aynı benim icin
ne gözüm acır nede icimdeki yangı alevi
kendimi düzeltim kendi parcalarımdaki bensizliğimi
düzgün göre biliyorum artık kör değilim
ne hesapım nede sonum özgürce güle biliyorum
taş öğrenir de ağlamayı akrep öğrenmez mi
ben baskaları icinde üzüldüm artık ne taşım nede zehirli akrep
icimde ne cirkinlik nede kötülük ilk günün sabahı kadar beyazım
siyaha boyanan ruhum acı ceken kimsesiz sol yanım
ne sonsuz nede baslangıc kadar soguk düşüncelerimdeyim
kimdme söz verdim , artık özüme döndüm
yalnızlığım benim asılsız duygularım
ne kadar yalansız o kadar iyidir...
ağlaya bilseydiniz, anlayabilirdiniz
icimde ağladığım anlarda buldum
merhametimi .
kalbinizden merhamet gitdiği gün
yıldırım yollarında kuru bir dal olurdunuz
cınarların rüzgarda cıkardığı ses gibi ruh eğilemezdi
yazın bir buz kışın sıcaktan tellemeyen akıl gibi
bir pismanlık kapladığı ve üzerinize sindiği hata gibi
,
merhamet etki
gün gelir
viçdanın seni yormaz.
.
cıkarsız ve doğru düşünce gibi risk alırdınız
ne kazanmak var nede kaybolan bir şey
öz güven dağlarında yağan güz yağmurları gibi
güle deyen gözyaşları gibi hüzün kokan gerceklik gibi
merhamet..
5.0
100% (4)