0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
854
Okunma
Demir erirde ,nasıl erimez zaman? ruhuma atılan bu kaçıncı dinamit ?
Mevsimden mevsime geçtikçe tarumar,Sonbahar şöyle dursun
Alışamadan henuz kış’a
Urbamda deliksiz uyku yerine çelik düşünce
Kanatlanmaya hazırlanırken bir güvercin karşı dalda
Gövdesinde hiç tanımadığı bir kurşun
Koca ormanı ateşe veren sarı saplı kibrit....
İffetinden sual eder oldum zamansız rüzgarların
Yapraklarım vardı el değmemiş ,yere düşmemiş
Kalpazan hayat dedikleri bu olsa gerek
Beni sana seni bana düşündüren
Güvensiz limanlarda titrek mısralar olur derdim
Derdim! işte senden ufak, benden büyük
Şiirlere bir kaç beden küçük gelen ceketler gibi
Emanet durmuş aşk üstünde
Hadi gece olmadan silkelen boş portmantoya
İşaret verde gitsin,mavi gözlü kaptana
Hiç ummadığı anda ölen kelebekleri düşün
Düşün ki ısınsın döş’ün
Sıcağı seversin bilirim ,güneşide
Unuturmuyum hala aklımda ressama sövüşün
Çizmedi diye istediğin rüyayı tuale
Gözyaşları mavimi diye sorduğunda
Verecek cevabı olmayan sözlükler gibi işte
Gitmeliyim diyen siyah yüzlü karanlık adam gibiyim
Her başlangıcın sonu olmalı diyen filozof özentisi
Evet aslına bakarsan birazda sinirliyim
Sana değil canım hüdhüd kuşlarına
Yada düt düt edip duran arabalara
Kaldırımlara,caddelere yada sokaklara
Ne farkeder işte ,biraz sihirliyim...
5.0
100% (1)