muhabbet beslermişim şu bircanın içinde
ne vakit döneceksin zikrullaha hu kuşum
korkum küfeye girmiş helecanın içinde
gelmiyor şu benliğim eyvallaha hu kuşum
.
yemek içmekten gayri elden gelen nesi var
hem ağlıyor bu gelin hem yare gelesi var
.
ustasınca örülmüş araya etten duvar
kalp mi desek akıl mı yıkılmaz setten duvar
yok eden kılıçları belden sıyrık ordu var
ya âteşe taş ol gel ya ıslaha hu kuşum
.
kokusu bir gül gibi, gül gibi iğnesi var
bakıp gören divâne âfet câzibesi var
.
gönül koymakta cebren bir elif âbidevî
yedi kerre çaldığım ol kapı âbid evi
usul erkan edebin, nerede a bedevi
tetiğinde bu mahlas dur silaha hu kuşum
.
toplanacak bir tarla, arpa mesafesi var
açılıpta yoğrulmuş, baklavanın sesi var
.
vuslat müzmin birçare doğasınca uryâni
hacerlerin dökmekte yaklaştıkça nurâni
deruni cesaretler kül renkte Ak kirpâni
boynun bükme lakin gel, ıstılaha hu kuşum
.
fitne olsa ak kefen ölümden çaresi var
sineme vursam darbe kırılmaz kafesi var
.
geleceğe yadigar kal sidre-i münteha
doğum üzre bir canan sallayıp döker reha
yoksulun şu varlığı memleket-i memleha
güle şakımak varken uçma âha hu kuşum

zamanımın vakti yok, hayatımın süresi
yıkıp yaktım da geldim kalkmadan kâfilesi