6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1140
Okunma
kötülüğün ölümden kötek yediği
sıkıntımın en gizli yeraltında
sesi plağa geri veriyorum
nakaratı hayata
bir deyim pişmanlığında
doğanın sızlandığı ufuksuz çemberde
eğer kandan senin ruhuna geçen sıcaklığın
izleyebilseydin ölçüsünü
korkunun dönemecinde sessiz ve acele ederek
göğsün çarklarından ve benden alınmış olan ne varsa
durmadan sesini yükselten bu kol saati
ve damla damla akan bu acı ışıltı
göz ve el arasında
derin yol
uyanırken kırılan camın gürültüsündeki isyan
daha uzağa gidiyorum elim sarkacın bilinçsiz hareketine
uzanmış
yüreğimde delici bir merak
ve senin için su vermede çiçeklerin kokusunda
günahın ateşlerini dalgalandıran boğuk ses
ışıltılı git-gel
yorgunluğun dalga çatlaması
damla damla kazar zaman çıplak taşını
dakikaların çeliğiyle aşınmış göğsün
ve bir el bilinmeyene giden sırtında