en güzel sözlerimi koydum sözlüğe
bir ihanetin dökülmüş sakalları vardı yerde
yerde telaffuzu zor bir ağız ve birde kibritle ısıtılmış et beni vardı
tuhaf dedim kendi kendime
burada kimin yüzü kimin yüzünde asılı kaldı saatlerce
sen adına öpüştük dersin belki
bana sorsan
önce kadının dudakları ölür
dili kaldıramaz onu yerden,
yer leş gibi atın kopmuş kafası kokar
atın vücudundan başka bir kokudur bu,
insan gözünü andıran
biraz da telaşa benzeyen bir koku,
düşmüş bir uçağın üstüne oynanan bahisin
kazandırdığı ölü sayısıdır etraftaki insanlar
gözleri iki kapı deliğidir onların,ve mercekle hafızaları arasında
babalarının ayaklarına zincirlenmiş yaban domuzları vardır,
vardır da ben söylemem onlara
ölenin annemin gençliğinin olduğunu

yüzünü kaldır da bana bak derim ben,
bir canlıya bıçak saplamak asla daha kolay değildir
bir ölüye saplamaktan

hayvan sanrısı çöker ilme, aklın genitalinde kıllanma başlar
jilet vursan kanar fikir, kaşınır imge uçları
suya verirsin bekaretini tinin,
en çok anneni özlersin,tarif sorarak yoldakilere damarını bulursun
narkoz; oynayacağın son kozundur, unutturmak için acıyı
derim ben,
derim
kışın annemin ayakkabısının içine koyması için kesilmeye hazırdır


Annem secde de unuturdu yüzünü,
Babam her akşam biraz kiraz biraz Allah getirirdi eve,
yoksulduk
o yüzden sobamız da çalışırdı bizim
geçinemezdik yoksa,
biz günaydını
uyandığımızı belirtmek için
değil yaşadığımızı belirtmek için derdik
babamın öldüğü haberini
annem 1 kilo kömürden almıştı