Ve uzun bir geçmişi vardı acıların
geçmişte değil gelecekte başlayandı sandığımda sakladıklarım
Annem
gelinliğini hiç çıkarmazdı üzerinden rüyalarımda
Yüzünün gelinciğinde kelebekti,sibemoldü gülümsemelerin uçuşu
kan revan bir acıyı andıran adım kanardı sesini duyduğumda
hep düne bir eksik başlayan an’ım donardı ellerine her dokunduğumda

düşeyazan
kan revan bir aşkın hatırasıdır artık zamandan arta kalan gün su düşlerimiz
Saklarız büyüde kanı
ve uçarı kuşların kanatlarındaki vuslat olsun isteriz
güne yazgılı güldür kanayan !
O bilmesin deriz !
Neyi bilmediğini de bilmeyen yalın bir kuş ağacıdır, cıvıldayan zamandır !
gözlerinin ışığında

şarkılar gamzelenir ve çiçekler
baharlarda
her bahar tomurcuklanır çocuk göğsünün goncası yağmur sonralarında

nedense hep benim göz yaşlarıma denk gelirdi ağlamaklı zamanlar
yıllanmış saatlerin tıkırtılarında canlanan o eski hatıralar !
“Eski” ne demek diye düşünürken dizelerin izleğinde yazgı
Anılara yakışmaz demişti iç s/es
kreşendo bir hayal kırıklığı olmalıydı az önce kırılan vazo
Güller ve su
Islak halıda anı
Eskir miydi hiç
Uzaklaştıkça yakınlaşan dostlara benzerdi anı sandığım !
Aldandığım sancılı geçmişin izindeydi kan kırmızı göz yaşlarım
Öpücüklerimi dağa , taşa, ormana ve en çok güvercinlere bırakmıştım !
Yok sayılan her şeye el atmışlığım vardı sanırım
“Hiç” olunamayacağını bilerek yürüdüm zaman içinde
Ellerim ceplerimde
Parmaklarımı bıraktım ben dokunduğum her şehirde !

O şehirlerin gamzeleridir çocukluğum,gizli bahçem,yalnızlığım


15 Mart 2017 Çarşamba