1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
996
Okunma

.
’Ninni bebek,
Uyusun da büyüsün.....’
Kayıp gençliğin ardından savrulan kahkahada gizlenir
Hayatın acı gülümsemesi
Hayat mayhoş bir elma tadıdır aslında
Aslı Kerem’e yabancı-yabansı bakar
Kimse bilmez,bilmeyecek !
Kekremsi kokular doldurur
İçin/n/m/iz/de/ki kının hançerini
Matruşka cinayetlerde saklıdır ninni !
Doğurulmayı bekleyenler girer
Sıraya tek tek
Öldürülmek de sıraya tabiiidir
Kimse bilmez,bilmeyecek !
Ruh kendini bırakır boşluğa
o mavi bahçelerin
Yalnız saf beyaz ışıltısın/d/a -yüzünü bırakır !
aynalar kırık
leblebi tozunun tadıdır sayrılık !
Gök/yüz/ler/iniz/deki yıldızlardan hangisinin en önce akacağı
Bilinmez
O maviye
O derin g/ize
Denize…
Oysa
Karanlık
esaretinden kurtulacaktı,kurtulacaktır !
Adam asmacalarda asılan adamların gözlerindeki mavi
renk
ahenkli bir denize akacaktı/akacaktır !
Şah şahit !
Ziyadesiyle piyonlarda garip bir davet /iyelik heyecanı !
Nar darmaduman!
Nar kırmızı !
Al incili kaftanda ahenkli deniz ışıltısı
Renk verilecek ruhların akıntısı sızısıdır
işgâlci
yakamoz
Akacak yıldız..
Ölüp, öpüp dirileceksindir sonrasında...
Her şair her şiir kendi adlarını,adını andığında
İttirsen açılacaktır sanki o kapı
Beyaz, doğacaktır boşluğa
,
Toprakta yediveren güller,
Ve o deli rüzgar esintisi
atların yelelerinde yitik
Doğurulmayı bekleyen çocuk....
Elbet doğacaktır bir gün
Destansı bir yalnızlığı kutsamaya !
Hepsi aklındadır aslında..
Bekleyecektir
Başka mavilerde,başkaları.
Yanlış zamanların, yanlış saatlerde/n okunduğu bildik zamanlardan gelecektir tanrı
Yitirdiklerim,yitirdikleriniz ve yanağımdaki-yanaklarınızdaki iz
hayatın gamzeli ninnisi
tufanda sığındığımız devasa ağaç kovuğuysa sessiz ve
ninni/siz…
Hatıralar
Beyaz zambaklar
Yüzümüzde izi kalmış sağanaklar
Hepsi hepsi aklımda,aklınızda…
geçmiş saklanmak ister
Düşmek ister
Gözlerin boşluğuna...
Oysa gözlerin bazısı yeşil
bazısı mavi..
Kör olmuştuk ya hani..
Hepsi sahici.
Kuşlar gibi
Gerçek yalanlar gibi…
Berrak,sarı ve hatta rengahenk bir boşluk şimdi
Kuşlar durmadan ölüyorlar herkese, her şeye inat
Gülümseten esrik bir şarkı fısıldıyor kendini, gammazlıyor umudu kulaklarıma...
Kulaklarımda bir eski zaman hikayesi
Taş yollar
Bir başına söylenilen türküler
Bir korkuluk martıları kovalayan
Şair.
Hepsi hepsi hatırımda,aklımda…
Gölge yiterken öğle sıcağında
Tabanca şakağında
Tetikte tetikte zaman
Suçlusun
Ardına saklanacağın kendi gölgen yok sarı soğukta
Ne gecenin karanlığı bekler seni
Ne gündüzün can alıcı sıcak salıncağı
Ne bir yanılsama ne bir yankı çınlayan dudaklar/ın/da
Gölgesi sessiz
isimsiz ıssız bir çığlıkta... adın uçurumlara asılı
Ne ağıt yakarlar sana, ne yas tutulur ardından ! Zamana !
Sadece üşürsün
o buğulu aynada
...............................Bir örtü olmalıydı
ama yoktu
Üşüyecekti hayat bile zamanın kıyısında
yalnızlık koyacaktım geçmişin adını ........................
Alt Başlık......
Keşke bir kadın öperek uyandırsaydı seni
Rüya/kâbus sanılan gerçekten, gerçeklerden
Hayalini kurduğumuz çocuk bahçelerinin salıncaklarında sallansaydık birlikte belki de ilk kez ya da yeniden...
Ama bu sefer yenilmeden
Sırtımıza dokunan çimenlerin dokunuşuyla kendimize gelseydik gebe,
Ölseydik ! doğursaydık ! kendimizi kendimizden....,
Unutsaydık...
Yeni doğmuş gibi,
Kefeni yırtmış gibi,
Aşkı anlamış gibi
Kargalarla birlikte,
Gülseydik
Gülüverseydik keşke....
(Bu şiir benim için...Kendime..İlk armağanım olsun...)
(28-5-2008--------5-01-2009)
.
Gülgün Aydın
5.0
100% (1)