İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak daha iyidir. cafer b. muhammed
mustafanazif
mustafanazif

(s)övgü’nün günlüğü

Yorum

(s)övgü’nün günlüğü

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1777

Okunma

(s)övgü’nün günlüğü

(s)övgü’nün günlüğü



I.

bu şehre yazıyorum bıkmadan; köşebaşlarına, çıkmazlarına, minarelerine ve kubbelerine... bir de insanlarına; ki hayırsız kaç baş taşımaktadır omuzlarında, nereye bile götürdüklerini bilmeden... eziyor yalan yok; yalan ve yok sayıyor umursamadan... mezar taşlarına bakınca eyübün tepesinden, en çok yalnızları düşündüm, en kalabalık olduğum anda... sokaklarım karıştı sonra birbirine, çıkmazlarına çıkmazlar ekledi... kendimi buldum dediğim yerde en çok kendimi kaybetmişim oysa... kubbelerini başıma bir taç gibi çektiğim anda; en çok yıldızlar düştü peşime...

bu şehri düşünüyorum durmadan / ve
duraksız iklimleri soluyorum.
bu şehrin minarelerini yazıyorum,
gökkubbesini çekip başımın üstüne,
yıldızlara semah duruyorum.
eyübün tepesinde yıkılmaz bir baş,
yalnızlık abidesiyim gibi tıpkı.
yani istanbul’da en kalabalık halimle
mezar taşlarına selam dururken,
yok sayıyorum hayatı umursamadan...

istanbul’a benziyorum galiba
ve gitgide karışıyor sokaklarım birbirine.
günbatımında batıyor günlerim
ve hiç doğmuyor.
seni düşünürken istanbul;
diyorum ya; karıştı sokaklarım birbirine
ve en çok yıldızlar düştü peşime...
korktum, üşüdüm;
yıldızları görünce çocuk oldum sandım,
yani fi tarihte bir gün,
büyüme hayalleri kurardım.
şimdi ise;
utanıyorum çocukluk düşlerimden...

II.

sahi; insan neden ölürdü?... yaşamak için mi?... bilir miydi neden öldüğünü ya da ölürken bilir miydi, neden ölündüğünü...neydi son nefesin ilk nefesten farkı; bilir miydi hiç?... soru sormaya vakit yok belki de, heyhat ki; vakit amansız, umarsız bir hızla ilerlemekte... soruların cevapları, cevapların sorularını aradığı bu başdöndüren alamet içinde, alfabenin bütün harfleri kadar yalnız, bir elif kadar başı dikiz... sorular ve cevaplar arasında, arasında herşeyin ve bir şeyin içindeki her şeyle müsemma; ne kadar girift gelip gitmekte nefesleriniz... sanıyorum ki her yerde varsınız, gölgelerinizden biliyorum sonra: ama gölgeleriniz gidiyor, siz kalmıyorsunuz geride... ve siz gidiyorsunuz; gözlerim takılıyor gölgelerinize...

ölmek için yaşadım, yalan yok
ve yalan yok ki belki de,
doğru olan bir şey yok.
bu sokaklar gibi karışık; her şey,
nasıl da birbirine muhteşem zıtlıkta
ve bir o kadar eş olmakta.
sorular soruyorum cevabını arayan
cevaplar veriyorum insanlara.

yani size; omuzları üzerindeki baş,
ayakları üzerindeki beden,
bedenler altındaki ayaklar; sahi
nereye gidersiniz;
nereden geldiğinizi bile bilmeden...
her şeyin içinde muamma bir yokluk.
yani yok olduğunu bilmediğin bir şeyin
içinde yok olmak ki ne acı.
cevaplar her şeyin içinde, sorular
her bir cevabın içinde.
doğurdukça, birbirini doğuran
karanlık iklimlerde; ey insanlık
siz gidiyorsunuz,
gölgeniz bile kalmıyor geride...

III.
/// üç nokta: (s)övgü...

avucumda kaldı yaşamak... bir el falı gibi tıpkı ama fallarda çıkmayan; her şeyi yaşamak gibi ama her şeyi yaşamış saymamak gibi bir yanı da yok değil... üç aşağı beş yukarı varsaydım sadece... hani nefes almak gibi ama yine de bununla tanımlanamayan bir şeyler gibi... yaşamak diyorum; üç nokta’nın ilerisinde... yaşamak dediğin; ne çok şeyle anlatılır çocuklaktan başlayan, ilk aşkını anlata anlata bitiremeyen ve son aşkını dilinden hiç düşürmeyen... mesela / ve galiba; en sevdiğim yemeği, merhaba ve hoşçakal demeyi, seni seviyorum demeyi ve seni seviyorum demeyi özleyeceğimi... hatta; insanın kendisini dahi özleyeceği aklına gelir miydi... diyorum ya; yaşamak avucumda ve dilimde kaldı... en çok kendime söyledim; "sen ölecek adam değildin" / ve,

yeter miydi yaşamak;
bunca nefesi aldıktan sonra.
ama/doymadan kalkmalı sofradan.
yaşamak dediğin;
biraz da tadı damağında kalmalı.
eyvallah!...

30.ağustos.2007
mustafa nazif


fotoğraf çekimi: mustafa nazif



Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
(s)övgü’nün günlüğü Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz (s)övgü’nün günlüğü şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
(s)övgü’nün günlüğü şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
halidun
halidun, @halidun
2.5.2008 17:04:35
yani size; omuzları üzerindeki baş,
ayakları üzerindeki beden,
bedenler altındaki ayaklar; sahi
nereye gidersiniz;
nereden geldiğinizi bile bilmeden...
her şeyin içinde muamma bir yokluk.
yani yok olduğunu bilmediğin bir şeyin
içinde yok olmak ki ne acı.
cevaplar her şeyin içinde, sorular
her bir cevabın içinde.
doğurdukça, birbirini doğuran
karanlık iklimlerde; ey insanlık
siz gidiyorsunuz,
gölgeniz bile kalmıyor geride

kardeşim diyecek bir şey yok mükemmel teb.ederim.
berrini4
berrini4, @berrini4
25.4.2008 10:19:54
sorularla cevaplar karışsa da gölgesi bile olmayan insanlara inat yaşanacak bir zaman var.o kadar anlam veremediğimiz şeyler yaşanıyor ki hayatta bazen sessiz haykırıyoruz bazen sesli .

kendimize benzeyenleri seviyor ve dili ortak olanları okuyoruz.bazen yakalıyoruz hayatı bazen elimizden kaçırıyoruz.ne hatalarımız bitiyor ne derslerimiz.

o kadar duygu yoğun ki ne yazmalı ne söylemeli.
zaman zaman eleştiri ve yorumlar için şiire katkı olmalı diyoruz biz acemilere faydası olsun diye ama

usta kalemlerle de sanırım yazılanları yorumlamalı paylaşım diyorlar sanırım işte öyle bir şey

can dide ile tesadüf karşılaşmıştım burada olmanız ne güzel...

saygılarımla

Bilal Can
Bilal Can, @bilalcan72
24.4.2008 19:35:04
Bu eseri sanırım 5 kereden fazla okudum. Ama yine de okumaya devam ediyoruz. Eyvallah Mustafa Nazif.

Banu Kalyoncu
Banu Kalyoncu, @banukalyoncu
24.4.2008 18:15:48

Bir şehrin kaldırımları, yolları, sokakları ve şehrin en nadide yerlerinden hatıralar vardır,
Ki ben ne çok severim :)))

Ayak izlerini arar durursun yıllar sonra. Sonra başa dönmüş bulursun kendini.Hiç olmamış bir yerde kendine döner, sorgulara başlarsın. Usul usul işlenen cevaplara yer ararsın. Hani kaç mevsime sakladıysan kendini Mustafa Nazif hep güze dönük bakıyor manzaralar... Çocuk gülümsemeni kaybetme...


Yalnız kaldığımızda korkularımızdan hep binlerce soru ve cevap doğar. İşte o arada sorduğun sorulara verdiğimiz cevaplar kadar güçlüyüzdür. O kadar ayakta durmak için güç toplarız. Kimbilir belki yıkılmalarımızda buradaki karamsarlıklarımızdan, inancımızı keybettiğimiz ya da kazandığımız kadar dik tutar bizi...

Sen yine de gülümse... Hayat hep istediğimizi vermese bile.

Ahh bu son bölüm içime dokundu. Dokundurmuşsun doğrusu... Yaşamak bir başına olunca anlamını yitiriyor belki Unutmamalı yine de merhaba ve hoşçakal demeyi hatta hiç hiç unutmamalı "seni seviyorum" demeyi...
Dağıt gitsin bu ölüm sözcüklerini, çok sevdiğimden belki de kıyamıyorum şiiri dağıtmayı ama ölüme yakındır başım, uzanıp kalsam şimdi bu sayfaya. Üstümü örten şiir olsun. Sövgüsüne de övgüsüne de razıyım diyerek...

Tadı damağımda kaldı...

Ben yine gelirim bu şiire.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL