0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
601
Okunma

Gonca güller açıldı bir sesine bülbülün
Ama açılamadım, ben sana diyemedim
Gözlerime bakarken o didar-ı meblülün
Hakikaten talibim, sevdana diyemedim
Muradımı haykırdı, dokundukça ellerim
Fakat konuşamadı, dilim bir cümle dahi
Aşkımı söyledi de doğum günü güllerim
Dut yemiş bülbül gibi sustu dilim vallahi
Halbuki gevezeyim, ağzım iyi laf yapar
Peki karşında dilim niçin sarmaşık gibi
Aşkımı söylersem, kaçarım apar topar
Yoksa kızarır yüzüm utangaç âşık gibi
Hani bir gece kahve, içiyorduk bir yerde
Şarkılar ve türküler dinlemiştik yan yana
İlan-ı aşk ettim ben, en son çalan eserde
Hiç anlamamış gibi bakıp durdun tavana
Halimi anlatmayı, çok denedim ey Leylâ
Kalbimdeki her şeyi, kağıda döküyorum
Belki bir gün okursun bunu kamet-i bâlâ
Önünde »ilan-ı aşk« için diz çöküyorum
5.0
100% (3)