5
Yorum
33
Beğeni
5,0
Puan
1051
Okunma

O gece israfil sur’u üflemiş dediklerine göre
gafil avlanan yerle gök olmuş tek
secdeye kapananların yüzü suyu hürmetine
bir yağmur yağmış ki ne yağmış
sele durmuş gece-görenler olmuş mu bilmem
göğün zulasındaki o parlak ışığı
ölüm de uyanır mıydı bilinmez-ceylan gözlü yağmurlarla
mezarlarından pencereler açan taze ölüler de
katılır olmalıydı bu rituele
bir kasvetli gün daha inşa edilirken zamana
kimse bilemezdi hangisinin gerçek
hangisinin yalan olduğunu yalan dünyanın
tan’a yakın saatlerde kim olduğu bilinmeyen
hırpani kılıklı nurdan bir dede-gün ağarırken
elindeki asasıyla söndürürmüş yıldızları bir bir
secdeye kapanırmış ormanda ağaçlar
topluca ibadetin seremonisiyle- ağlarmış gece hece hece
bir bilinmeyene giderken dede dev adımlarıyla
yer gök bir kez daha kükrer sallanırmış
günahla sevabın ayıklandığı-o ince çizgide
sancılı bir sabaha açılan bir pencerede
siyahla beyazı ayrıştırmak titizliğiyle
bir kadın başının gölgesi vururmuş geceye
dediklerine göre israfil sur’u- bir kez daha üflemiş alenen
ötelerde sele kapılmanın yamacında
siyah bir yavru köpek
acı acı ulurmuş
Yüksel Nimet Apel
26/Şubat/2017/Pazar/Bodrum
Şiirimi güne seçerek, beni yüreklendiren; yazmaya teşvik eden, sayın yöneticiye kıymetli seçki heyetine ve çok değerli arkadaşlarıma en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum
5.0
100% (25)