24
Yorum
33
Beğeni
5,0
Puan
2343
Okunma

Asılsız ihbarlardı nakşeden gündönümünü
Kucak bellemişken,
Yüreği sancak hayli muteber bir tınıda.
Hele ki kara kutumu açacaklarını bildiğim
Son duraktaki rotam:
Yine soylu bir ölüme düşmüşken yolum
Hayatın acısından kaçmaksa bucak bucak.
Sihirli terennümler saklı yüreğin sırrında,
Gömüldüğüm bir kisve mi yoksa
Edindiğim mertebede yolumun ortasında
Kâh hüzün kâh sitem yüklü bir manifesto yine
Kıblemde serkeş bir tını
Varlığın yokluk şarkısı,
Kısık sesli niyazında gecenin
Ermek bir kulenin en tepesine:
Soyum sopum salkım saçak
Dağılmışken ruhumun dört yanına.
Usul çöküşler saklı kucağında Tanrı’nın
Rahlesinde duaların yine korunaklı dünyama
Sokmayı arz ettiğim bir ölümlü imge
Kadar da sıra dışı olduğumun bilincinde,
Gönülden kopan bir nidada saklı hayat şarkım:
Usulca araladığım kapısı yine yüreğin
Bir demde yaşarken terk edilişi,
Görüp göreceğim esrikli bir şarkı adeta
Benliğin perçemi.
Edinilesi bir yoksunluk hatta
Vakur bir vecize,
Adını unuttuğum dünlere yakaran bir gönülde
Konuşlu bir rahle aslında
Asılsızlığın güncesine vakıf iken yeryüzü,
Yüz görümü bir neşeyi de payidar kılma telaşı
İçin için yanıp da susmayı beceremediğim
Artık hangi gölge ise.
Yine boyunduruğuna sığındığım göklerin rahmete durduğu
Bir sağanakta şükre doymadığım,
Kıyısından köşesinden aşkı nasiplenip de
Ermeyi dilediğim en yüce mertebeye
Duyduğum özlemde saklı
Kayıp benliğimin saltanatı
Saklı tutsam da gözyaşımı,
Yandığıma delalet
Duyduğum her şarkı.
Niyazımsa bir şiirde saklı
Sadece Tanrı’ya sunumum,
Bir faniden arda kalan bir günce kadar da
Soluksuz okuduğum
Yazmayı aşk bellediğim ömrün
Metanet duvarı yine
Gönül koyduğum.
5.0
100% (29)