1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
711
Okunma

»Kim gönülden, içten bir hayır yaparsa şayet
Ben teşekkür ederim.« diyor Sâhibu’l-âyet
Ne güzel Rabb’dır ki kula teşekkür ediyor
Ama insanlar, O’nun lütfuna küfür ediyor
Zoruma gidiyor Efendim, nasıl gitmesin?
Hallerini bir gör Sen bir ot dahi bitmesin
Zarifsin, çok kibarsın, kâh çiçeksin, kâh balsın
Örnek alacaklar, bir tek Seni model alsın
Hiç önemi kalmadı paranın, pulun, cismin
Şu dünyadan daha değerlidir bir tek ismin
Öyle bir kulun var ki Nur demişler adına
Ermiş işte… nasıl ermişse aşkın tadına
Güzel tecelline beyaz perdedir gözleri
Efendim! Sana kul, köle eyledi sözleri
Hele bir anlatışı var canım Muhammed’i
Saatlerce konuştu da usandım demedi
Kapkara gözlerine bayılır, hayran olur
Sadece mutluluktan didarı giryan olur
Huzurunda deve cüce oynayanlar çoktur
Ama onun gibi Sana candan tapan yoktur
Dostunu anlatırken bir gör Nur’u, şaşarsın
Hakiki iman neymiş, ihsan neymiş yaşarsın
Oturmak için tahta, giymek için de tacı
İnsanın insana kul olması çok, çok acı
Benim de onun da eyvallahı yok âleme
Boynumuz, kıldan incedir ilâhî kaleme
Bir şey istemek için, kapını asla çalmaz
Şükrü bırakıp, dünya malı için alçalmaz
Kâinat ve içindekiler Senin emeğin
Emeğini unutmadın Mikail meleğin
İnsan her yaptığını kendi eseri görür
Başarayı tattıkça, kibirlenerek yürür
Amma Sana gelince tesadüf imiş her şey
Neyzeni olmayınca neye yarar dilsiz ney
5.0
100% (1)