2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
731
Okunma
Merhaba çocuk, yeşil gözlerinde ahenkle çalkalanıyor gün
Sanki doğan gün yalnızca sana doğuyor
Yapraklar kızıllaşıp, kül olsa da
Senin dallarında hep çiçekler tomurcuklanıyor
Merhaba çocuk, gözyaşlarının tınısı içimi zedeliyor
Ne ahu zar sitemin, kırlangıçlar bile göç etmedi
Sen zehri şerbet diye içenlerin en asi yönüsün
Gün senin şerefin için son bulmuyor
Merhaba çocuk, utangaç bir tılsım yüzündeki keder
Sığmıyorsun içime, içim sana dar geliyor
Öyle kavurucu ki merhametin, dallarım tutuşuyor
Kızıl bir gün belki; sularda sevginle parlıyor
Merhaba çocuk; korkun ellerinde bir duvar
Zalimler ne anlar senin masumiyetinden
Bir kurşunla kulakların sağır, hayata küs ayakların
Nicedir tebessümün silinmiş yüzünden, belirsiz izlerin
Merhaba çocuk, bu ıslak kaldırımlar senin memleketin
Küle dönmüş bu ev senin yuvan,
Yüreğindeki meskende ölüler ziyan
Durmadan çığlık atan dillerinde sessizleştiler
Merhaba çocuk; can pazarına; hiçe sayarlar canını
Bir kurşun, bir insan, bir insan hiç
Sen de yaşadın be çocuk, ne çok yaşadın
Dün ve bu gün arasında verdiler selanı
Cennette köşkler senin, cehennemin azabı gafillerin
Merhaba çocuk,
5.0
100% (3)