2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1359
Okunma
Karanlığın ağzında biriken yıkıntı
Ele geçirmiş bitmeyen aydınlığımızı
Kıyamet kadar vakit varken
Bize yetmez oldu telaşa sarılı dakikalar
Mümkün mertebe gitmek gerekirken
İhtiyarlıktan gençliğe doğru yalansız
Bir türlü bitmiyor içimizde kalanlar
Yağmurun ayak hep izlerini taşırım gözlerimde
Koca gökte yıldız bulamadınızsa eğer
Bir taş, bir çiçek bir de kuşlar sarsın beni
Düşkünlüğüm aklıma gelir yağmur yıkadıkça denizi
Kimileri yaz havalarını çiğneye dursun, tüketsin
Düşlerim her sabah kendini güne teslim ediyor
Korka korka yaşamak birikirken içimizde
Hep acıklı şarkı sözleri oturur bir aşığın diline
Oysa ben canlıya cansıza öğrettim adını
Yüzünün rengini biliyor gölgeler bile
Suskunluğun hırçın gürültüsü dolduruyor bir yanımı
Bir yanımı yazılmış kader…
Büyük olan, küçük kalan da kimmiş
Bir nokta var eder bütün dünyayı
Neden ve nasıl bildiğini anlayamadın gitti
Sükût yasını tutsun ihtişamlı günlerin
Yıkıntılar dolduruyor hürriyetimi bir bir
Uzak köylerin feryadı gibi duyulmadım
Durgun sulara boyun eğen yüreğimle
Kim bulmuş aradığını, kim ne anlamış dünyadan
Sormak nafile, bir anlık geçiyoruz, uçtuk yuvadan
Her ruha bulaşır, bir illettir yalnızlık
Masum çocuklar geçiyor mutluluk ülkesinden
Biz bir gönül sonbaharında tükenen alevleriz
Elime bir avuç hayat aldım doğuştan
Gördüğüm herkeste toprağa düşme korkusu
Sesim kayboldu nefesin geçerken yanımdan
Ve enkazımı kaldıramaz hicrana tutsak gülüşler
Bir canım kaldı onu da al git yanımdan
Bir özlem nağmesine düğümlenip
Harf harf ona benzetirim bütün renkleri
Bir dal koparılsa yerinden, ürperirim
Daha gencim kartpostallar gibi kokuyor yaşım
Sonunda akşamüstü, ağır ağır geçer günlerimiz,
Pencereler yüzünü dönmez öyle her yere
Ölüm ancak sözde uzundur yaşayanlara
Fakat bir anda olur biter güneşin batışı
Meğer ne çok severmişim sabırsız kuşları
Her gidişte güneşin doğuşunu getiriyorlar bana
Bir özlemden daha büyük hikâye yoktur anlayana
Yazılamayan kısmı sarar günlerin kalanını
Dudaklarıma sonsuz bir git yapıştı arkandan
İstersen ateşler doldur ömrümün kalanına
Biz yanmaya meraklı değiliz yanık adamız gülüm
O yüzden ozanlar, türküler düşmez dilimizden,
Ey sulara düşen yanım, fısıldama kulağıma
O zaman kıyılarına yaklaşmayalım denizin
Bize neler anlatır kim bilir…
Gidelim, sular bir tuzak bildiğin
Bense köprüden daha sıkı bağlıyım toprağa
04-05-06 OCAK 2016
.
.
.DEVAMI VAR...
5.0
100% (3)