13
Yorum
44
Beğeni
5,0
Puan
1518
Okunma
Tarifsiz vakitler ve tarihsiz beklemelerin
önüne set çekilmiş
yangını kutsanmış yargıların notasında
kanıtsal ezgiyim
sınırı ateşle çevrili bir gül bahçesinin
dikenli tellerine takılmış bir serçeyim
titrek kâlbimle.
Gözlerine ayaz vurmuş tüm hayallerin sahibi benim
buz tutan o gözyaşlarının da
aklımdan vurulmalar falan hikâye
nafile döğünmelerin
ben iyi düşüncelerin kayb hâli
yenilginin altın harfleriyim.
"kuş koysunlar yoluna" diyen o şâir
dizelerinde toplarken dağılmışlığımı
itinalı gül(üş)ler dikti gözçukurlarıma
sırtında boş yer kalmayan güvenim teselliledi sözlerimi ’bir kez daha’
ve hatta
hafızamdaki şâirlere sorun ve dinleyin yorgunluğumu
hıçkırıklarımın göç sesini
ki okurken kitaplarına gömdüğüm ’haklısın’ naralarımı
ağrılarımı
eksiklerimi.
Nefesimin iç çekişleri şahit
öksüzlüğümün kalıntıları diz(e)lerimde
çıkmaz sokaklar niye var
adresler hâlâ yaşıyorken şehirlerde
sorular! gelmeyen tren misâli
aklımdan çıkmayan kokusuyla hanimeli
ve annemin narin elleri
kendimi bıraktığım umut
ruhumu dinlendirdiğim o köşe
tuzlanmış kar gibi bazen inançlar
ama yinede aklımın topraklarında papatyalar
kederim bir türkünün ezgisi
önüm zorlu kış sonrası bahar
ki sabır kor bir ocaksa içimde
mükafat cemresi..
durum b’öyle gidiyor anne,
herşey
gibi’nin
gibi’si...
5.0
100% (29)