9
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
1203
Okunma

Mağdur bir düş/üşün hikâyesi;
Yansız bir yangın yine
Kurunun yanında yaş(s)ın da yandığı,
Sanrılara gebe adeta ebemkuşağı,
Sonun ritüelinde demli bir hezeyan adeta,
Basireti bağlı bir kıvılcımda müptela aşkın gözyaşı:
Biteviye yorgun hayli geçkin bir imge,
Sağalttığım nice acı
Ve bendinde hazin bir tekerleme:
Konuşluyum sadece hüzne
Yine de kırık tekerini görmezden geldiğim
Muhabbet yüklü tefrika,
Ellerimle öldürdüğüm yarınlara yüklediğim onca efkârı
Görmezden geldiğine kani olsam da
Hep yanımda olmadı mı Tanrı…
Asla mübalağası olmayan bir sevda,
Tekrarı da yok asla:
Ya geldim ya gelecektim, demekse tehir ettiğim
İlahi Adalet tek tesellisi bağdaş kurduğum şu beyitte
Defalarca yanıldığımı bile bile
Mümkün mü geri durmak
Hele ki tokalaştığım kaderin vebali iken boynuma,
Sondan başa hazin bir günce,
Kırık sarnıcımın solundaki sağdıcı
Yok sayamazken bir de ötelendiğim mabedimde
Kapısı içeriden kapalı yüreğin müebbedi yine
Gönülsüz bir kelamda biriken onca hezeyanı
Gözüme soka soka.
Yandan çarklı duyguların sağalttığı
Anlık bir tevekkül de olmamalı
Yetmedi gönlün ibadeti sonsuz surede,
Kinden ayrı aşka meyilli
Biraz da satırların arasında ölmeyi dilemişken yürek,
Hem de bir kereden ne olur, demenin çok ötesinde
Yine batılı ömrün belki de kuyruk acısı
Dünlerin yittiği bir mazide dalmışken hayallere
Gönül asla müsvedde değil, demekse
Boyumu aşan bir günaha denk düştüm madem,
Sen yine de yok farz et şu mazlumu
Gölge de etme,
Niyazımı bil ki ta içimde saklı.
5.0
100% (18)