9
Yorum
41
Beğeni
5,0
Puan
1925
Okunma
- Hangi günâhın bedelidir ki hasret, hangi hatanın telâfisi ölüm...
Kırgınlığıma takas ettiğim
şaşkınlığımın cevabını aradım silinmiş satırlarda
kırmızı çizginin üstünde kalan o son cümle
o son mısra vurdu beni
kiraz kokulu silgimle dertleştim
silindi geleceğim
özlemlerin şahını yaşatırken yokluğu
kayıtsız gülüşler eklendi sûretime
suya yazılmış âşk dediler
unut dediler
inanmadım sevmeye devam ettim
vicdan şeridine bağladım zihnimdeki geçmişi
zıt anlamlı cümleler kurmadım ayrılığa
kabullendim geçici talimatları
hangi gün’âhımın bedeli bu dedim
bedeli berdele ekledim
sonu kader çıktı
inanmayacak kadar cahil misin dedi
al bakışlı mücrime
dudağındaki kırmızı kadar fahişeydi oysa hayat
al birini söv ötekine
bütün çirkinlikleri sevebilirdim
bütün güzellikleri de
o soğuk mezartaşını da sevdim mesela
sırf annem için şefkatlice
herkes kendi taşırmış odununu unutma
yanacağı cehennemine
gözlerimde üzgü geçidi
dilimde başucu suskularımla
bir sandık dolusu güven sakladım
ömrümü adadığım iklimlere
ben gönüllü değilim diyorum ağlamaya
istem dışı hep isyanlarım
pamuk ipliğine bağlanmasaydı eğer
eğer olmasaydı öyle
hayat diye k’araladığım
sarılırdım ümitlerime
ki
tutsam ucundan kopacak
sussam öfkem kabaracak
yine u’yanacağım cehennemimde
yanacağım kendim(l)e..
- heyhat!
kasım pıhtısı oldu damarlarımda hûşu
öl beni ey hayat! -
5.0
100% (25)