0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
597
Okunma
Eskimiş bir ateşkesin mahzenindesin
Kara çaputla bağladılar gözlerini
Canına kast edenlerin yüzünü göremedin
...........
Teslim oldu telaşın, mutlak suskunluğuna infazın
’Önün arkan sağın solun’ katliam
Yedi metre karşında namlunun soğuk nefesi
Beyninde yankılandı kurşunun hazin sesi
Ölüm ahmakıslatan gibi yavaşça sardı bedenini
Kanatları mühürlenmiş kuşlara reva değilse de
Kınalı kuzuların kurban edilme vaktidir
Girdap yatağında köpük köpük çalkalandı yüreğin
Namlu kusmuğu barut kokusu yayıldı uzak köylere
Anacığının kokusu hayalinden uçuşarak tükendi
Kabza’da katilinin parmak izi kaldı
...................
Geride kalan, üç beş damla kahırla oluklarca kandı
Yaşanmamış bir ömür bıraktın, utanmayıp aldılar
Sen ölünce bahar gelir sandılar
Issız ovalara mahpus düştü evvelin
Ölüm eğreti bir balıkçı kayığı gibi sırıttı hayatın çölünde
Yanlış zamanda yanlış yerdeydin
Bu vakitsiz ölümde
Eskimiş bir ateşkesin mahzenindeydin
Kara çaputla bağlamışlardı gözlerini
Nereye yönelsen ölüme çıktı yolların
İki yanı sıra selvili bir yolda
İki yana düştü kolların...