0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
803
Okunma
beni dar ağacına astılar, bu hayat serüveninde
beni kör kuyulara attılar, bu aşk çıkmazında
yine kalktım ayağa, yine doğruldum
ve yine sevdim, hiç sevilmediğimi bildiğim bir gece
karanlıktım, ay ışığını söndürmüştü
bir yaranın kabuğunu kaldırır gibi kanıyordum
ve biliyordum ki
aşk yaralanmaktır
oysa ne çok yara almıştım
hiç aşkla tanışmadan
soğuktum, üşüyordum ve titriyordum
korkaktım, ürkek ve sessizdim
gidiyordum bu şehirden
ama gittiğim her yol
attığım her adım karanlıktı
hep bir çıkmazda, hep bir ayrılığın son durağındaydım
ne gelen bir tren sesi nede limana yanaşan vapur sesi vardı
titreyen ellerimle yüzümdeki buzullara dokunuyordum
kuş seslerine sarılıyordum, kuşlar uzak duruyordu benden
gök yüzüne elimi uzatıyordum, şimşekler engel oluyordu
bana her şey her yer yasaklanmıştı,
ben bilmiyordum yasaklı sokaklarda gezdiğimi
canım sızlıyordu, dişlerimi sıkıyordum
uzaktan sarılıyordum kendime,
bir çocuğa bir çocuk sesine sarılır gibi
ve özlemek bir bıçak gibi batıyordu boğazıma
soluksuz, nefessiz kalıyordum
yine ayağa kalkıyordum, yine doğruluyordum
ve yine sevmeye devam ediyordum
yine özlüyordum, ölü bir serçenin yasını tutar gibi
ibrahim dalkılıç
27/09/2016
22:30 izmir
5.0
100% (3)