Dünyanın ilk yağmurları, gökten yere inerken...
Memba olmuş Toroslarda, tüm kente hayat vermiş!
Yaşam süren çok mahlûkat, susuzluktan yanarken;
Yaratan sağ elin sürmüş, bol ab-ı hayat vermiş...

Binlerce yıl önce bu kent, yerleşime açılmış...
Tanrısıyla, kralıyla, özenerek seçilmiş!
Toroslardan koşar adım, derelerden geçilmiş!
Asırlarca Hitit kavmi, bu vadide soy sürmüş...

Bir anıtta buluşmuşlar, mor üzümle başaklar...
Hep merakla izlemişler, sonra gelen kuşaklar!
Önde tanrı, yanda kral, iyi bakın uşaklar!
Bu pınarlar binlerce yıl, tüm gelenleri görmüş...

Varsa bir tek nakıs yanı, çırılçıplak dağları...
Onu unutturan elbet, kara üzüm bağları!
Yaşanası yapmış bağlar, Hititlere çağları;
Warpalawas elleriyle, altın başaklar dermiş...

Okuyanlar sanır her şey, aynı hamam, aynı tas!
Tanrının belinde üzüm, onun adı Tarhundas...
Bereketler diliyorken, hükümdar Warpalawas;
Tanrısı da Hititlere, nice bolluklar sermiş…

Nerede bir pınar görsem, köyüm gelir aklıma!
Bir rahatlık ve bin huzur, yerleşir yüz şeklime...
Ben bu kenti hiç değişmem, asla yedi iklime!
Ne kavimler gelmiş, geçmiş, hepsi murada ermiş...

Ereğli-2016/09

Konya-Ereğli İvriz yerleşim bölgesi kabartma hiyeroglif yazı metni:
“Ben hâkim ve kahraman Tuvana kralı Warpalawas: sarayda bir prens iken
bu asmaları diktim. Tanrı Tarhundas onlara bereket versin... M.Ö: 1200-800”

Halil Şakir Taşçıoğlu