Ey kardeşim beri gel, uzaklaşma yanımdan
Sözümün yalanı yok, şüphe etme şanımdan
Ben senin kanındanım, sen de benim canımdan
Şunca yaşadığımız, her melanet, zul bizim
Birlik, dirlik olmazsak, geçmez akçe pul bizim


Meşrebine bakarak, hiç bir kulu ayırma
Güçlüyü güçsüzlerin karşısında kayırma
Ev içinde olanı yâd ellere duyurma
Esmer, soluk benizli, sarışın, kumral bizim
Binbir çeşit ağaçta meyve veren dal bizim


Kaf dağının üstünden indir burnunu yere
Islah eyle dilini güzel konuş bir kere
Tabiat cana gelsin coşsun nehir ve dere
Şu güzelim ülkeyi imar eden el bizim
Cennet diye bildiğim, çöl olsa da, il bizim


Aynı Yaratı’cıya kulluk ediyoruz biz
Aynı çerağ ucunda yanıp tütüyoruz biz
Neden kardeşimize kemlik güdüyoruz biz
Türkü söyler, bozlak da ağıt yakan dil bizim
İnleyen nağmelerde feryat eden tel bizim


Kara için beyazı kaldırıp yere atma
Kötüyü, kötülüğü, başın üstünde tutma
Sofrada tatlı aşa hesapsız zehir katma
Bu vatana canını vakfedecek kul bizim
Kavga gerektiğinde kırılacak kol bizim


Eşi yoktur cihanda bu güzelim vatanın
Bize emanetidir yer altında yatanın
Kanını toprağımın zerresine katanın
Böylesi bir asalet, bu kahraman döl bizim
Onların gösterdiği sürüp giden yol bizim


Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Pomak, Çerkez, Boşnak, Laz
Efkarı, sevdasında, dile gelir türlü saz,
Kış hepsinin telaşı, ilkbahar, sonbahar, yaz
Dikeniyle acıtan, yedi veren gül bizim
Arının kovanında her çiçekten bal bizim


Anadolu, Trakya milletimin gözüdür
Her bir ili, ilçesi, köy, mezrası özüdür
Asırlarca söylenen ozanların sözüdür
Dere, tepe, bayırda geçit vermez bel bizim
Yüce dağın başından aşıp giden yol bizim


Şan ve şeref kazandık memleketin dününde
Çakallar dize geldi azmimizin önünde
Zalime baş eğmedik Allah’ın bir gününde
Hürriyetin uğrunda yaşanılan hal bizim
Haysiyet, namusumuz bayraktaki al bizim



21.08.2016