1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1593
Okunma
Bir kara kabus çökmektedir Anadolu bağrına
O kapkara felaketin bulutları yaklaşmakta
Gelip de adım adım o feci mahşer haberi
Sinelerden akan yaşlar kapladı dört bir yeri
Al bayrağın celali…
Ama hayır! İsyan değil bu bir kutlu yakarış
Güya ölmeye değil sanki düğüne yollayış
Şüphesi yok kimsenin hem yoktur başka gayesi
Kavuşacak koçyiğitler bir bir Mevla’ya belli ki
İşte bundandır acelesi!
Gün bu gündür diyerek çocuklar devleştiler
Yurdun her bir yanından yürekler birleştiler
İşte budur elbette Churchill’i yıkan melal
Hürleşti ruhlar cesetten, Huda’ya eriştiler
Sanki lal olmuş dili, adeta durmuş zaman
Sabırlar damla damla, duada birikiyor
Bu nasıl ateş böyle, dağları eritiyor
Denizden mi, havadan mı, karadan mı geliyor
Emerken sabrın son kanını gülleler.
Eritip yoklukları, mermiye çevirdiler.
Ölmeyi ezber edip hepsi de bir ağızdan
Dönmeyi bilmediler, hem lügattan sildiler.
Omuzları dağlarla aynı safta çocuklar
Çelik kusan devlere hücuma kalkıştılar
Bu ne eşsiz manzara hayallere girmemiş
Sanki yedi kat gökten aslanlar yere inmiş
Bilmedi yedi düvel Mehmet’ in esrarını
Saçtı ne varsa medeniler(!), vahşet ve zalamını
Asır geçti aradan hala da bilmiş değil
Ölüme gülerek uçan bu vatan evladını
Gelip de öğrendiler mertçe nasıl ölünür
Öyle kenetlenmiş ki millet bu vatan nasıl bölünür?
Yine de bak ki tevazuya başı eğik ve mahzun
Yaptım mı vazifemi , der de yine üzülür
Tek tek yine düşerken et ve kemikler yere
Efsaneleşmekte her biri yükselmekte göklere
Yetişmekte imdada yeni yeni ordular
Hepsi de göçtü; ama düşmana dik durdular
Kimi kuzuların ardında gencecik sevdiceği
Kimisinin gözü yaşlı bir başına anneciği
Ama hepsinde aynı tevekkül ve aynı kudsi dua :
Bu senin son ordundur, zaferden etme cüda!
Liğme liğme olurken tepeler, yoğrulup cesetlerle
Milletim tarih yazdı, bu kahraman erlerle.
Ulaştı da her menzile, o cellat düşman güllesi
Eremezdi hedefe, varken Mehmet’in sinesi
Yaşlı dünya çok harp gördün; görmedin böylesini!
Beyhude çarpıştılar, hep beyhude öldüler…
Değemedi kirli eli, yurdumun bir yerine
Öylece baka kalıp hep geriye döndüler.
Bir daha Mehmet’ini göremedi analar
Ama her bir şeyi görmüştü işte onlar.
Yaşamak mı, zevk mi, aşk mı…
Hepsi vatan yanında bir kuru masal
Onlar ki onlara açılan kapıdan ardına kadar
Bölük bölük, tabur tabur kevserlere aktılar
Ey heybeti denizleri köpürten namsız yiğitler
Kefensiz arşa çıkan sevdalı kelebekler
Ne sevdaymış işte gördü Batı’nın görmez gözü
İnme indi bağrına çıkmaz artık bir sözü
Neydi bu sevda böyle, neydi bu aşkın adı
Ona yanmazdı da insan başka neye yanardı
Vatan için yanmak yoksa insan niye yaşardı…
Yandınız da yangınlara atarak kendinizi
Bulut olup, gölge olup, yağmur olup rahmetini
Celbedip Hakk’ın sonunda şefkat ve Nusret’ini
Akan yaşın gülle olup kahır oldu düşmana
Kurtardın milletinin şeref ve izzetini
Dökülüp her yerinden dünyanın yüz bin neferler
Sökülüp akın akın Gelibolu’ya indiler
57 sayısı -sizinle şeref buldu- ne aziz, ne mübarek !
Sancağımız hep semada hep Allah’a emanet
Verdiniz de her biriniz bir bir canınızı
Vermediniz düşmana şanlı sancağımızı
Şimdi ey gelip geçen, veriniz selamınızı!
Yükselirken ruhları huzur ile Huda’ya
Son bir istekleri vardı ilettiler Mevla’ya:
Feda olsun, cümle gövde cümle baş,
Dökmesin artık evlatlarım damla yaş!
Mektubu koynunda kalmış o kahraman erlerin
Koptu da goncaları elbet güllerin
Eminim doğmakta şimdi eski küllerin
Gam yok, tasa yok artık sana, içinde Firdevs’lerin
Ey düşman, verdin vereceğini aldın alacağını
Gördün heves nasıl kalır Boğaz’da
Bilemedin hakir gördün, Mehmet’imse niyazda
Matematik yanıldı, gör başka bir şey oluyor
İman, şaha kalkmış, tekniğe meydan okuyor
Düğümlendi hevesin, umutların firarda
Gel dön şimdi, çok geç değil yine de
İnat etme, yok faydası, işte gördün hatanda
Bazı kere düşüyor da aklıma :
Layık olabildim mi acaba hatırana
Ey Balkan’ın külünden yeniden doğan Kuş’um
Bilirim boşunadır, sana yetişmek için koşum
Şimdi tekrar anıp o destansı günleri
Bize miras kalsın cedlerimin hüneri
Size ermek layık olmak zannımca elbet muhal
Süslüyor hayatımı bu güzel hayal.
Göçtükleri alemde nasıl karşılandılar
Birer yakut madalyaya dönüştü kızıl yaralar
Demekteler, az zahmetle çok büyük lütfa erdik
Cennetteler, o yaralar hep iftihar oldular
Birer liyakat nişanı gibi parlamaktalar
Bu dünyada gariptiler, orda sultan oldular.
Vatan için ölmeyi vazifeden saydılar
Geride kalanları ısmarlayıp Allah’a
Hepsi aynı duayla vatana adandılar.
Sizleri anmaya yoktur kabiliyetim
Sussam o da olmaz; incinir hamiyetim
Sözümü bağlayıp da hürmet ve minnet ile
Sonsuz rahmet ve dualar olsun üzerinize.
5.0
100% (3)