1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1003
Okunma
bir yanar dağ haykırır içimde
bir uçurumun başında yapayalnızım
ve durmadan adını haykırıyorum
içimde dört mevsim bir eylül birikintisi var
özlemek yitik bir eylül gibi
mevsimsiz kalmaktır umuda, biliyorum
ve içimde bir güneş, bir yağmur havası var
sonra eğer ölürsem sana kavuşamadan
gömleğine sarsınlar bedenimi
uyanırken mevsimler eylül esintisi gibi
bir papatyanın kokusuna salsınlar beni
çatlamış dudağını sürüyüp idam sehpalarına
sen gece vardiyasında yatağında uyurken
ben çatlamış dudağında idama duruyor olacağım
gelip koklamışım gibi tenini
saçlarını avuç içimde okşamışım gibi
sulara, nehirlere fısıldarken adını
göğsüm üstünde bir kelebek
kokunu tenime sürüyordu dün gece
bir dal menekşe koydum kaburganın üstüne
ellerim kaçak cigara kokar
alabora gemilerde ne işim var bu gece
bir denizin ortasında boğuluyorum yine
sensiz, eylül’süz ve mevsimsiz
öpmeyi bilmez bir dudak payı
avuçlarımın arasında
bir rüzgar uğultusu
bir kapı boşluğu
bir pencere sessizliği
ve bir idam sehpası
iki dudağımın arasında
sensiz, eylül’süz ve mevsimsiz
ibrahim dalkılıç
10/07/2016
20:30 izmir
5.0
100% (5)