Devrim planı yaptığımız o haziran kurgusunda
Bir nevi anti hümanist tesadüftü gölgelerimiz
derin mağrada büyütüğümüz bir maraz düşteydik isim siz...
Saydım bir evrim üç devrimdi*



Tanrı ilk düğmeyi yanlış iliklemişti ihtimal
ruhların göçünde kayıp koloniler endişesi
elimizde bir gülün kanıyla öperken Mesihi
bir pazar ayini gibi gülümse şimdi - Meryem
sonra yüzünü kutsa Ponginae’ lerin



Beni bir mağrada unutma, bir kapıda, bir masada
Havva, Elma, Cennet’ ya da bir sırat
pıhtısında - her zerre - tanrı parçacığı
kendini yaratan mushap...



Saklımda gözlerin var ’yar’ ki Naar
yeşil ağlayabilen, tümcede, güncede, aysız bir gecede
soluğumuzu suda, mavide, kuşkuda, arazlanan protonda
Homo sapiensin avuç içi çizgilerinden
kısaca akşamdan...




Nostradamus’un kamburunda unuttuğum kadim yüzüm
Lophius Piscatorius zehrine düşen gölgem
Şiirrin piirindeki künyem
kısacası sen


Dedim ya
akşam
o Güzle işaretlediğimiz yaşam

Bulunca ölümsüzlüğü

.....



CC_