11
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
970
Okunma
I
Gülüşünde çok şey var biliyor musun
ağlamaya yüz tutmuş akasya kokuyorlar
belalı bir sokaktan geçmek gibi
ben hep burnu havada yürüyorum
gülüşünde çok şey var
sabah erken evden çıkmak gibi
sokaklar sana hazırlığını yapmış
ve herkes uykuda
bir adam gazete dağıtıyor sadece
gülüşünde eski bir banyo var
buzlu cam taşıyan tavan arası geçiti
çocuğunu sıcak suyla haşlayan anneler var
yanıyor yandıkça
temizlenmek için çocuklar
gülüşün eski bir mahalle maçı
filesi olmayan bir kaleye karşı oynanan
bir çocuğun kolları kadar taş konulmuş soluna ve sağına
ellerinle düzeltiyorsun
gülüşünde iyilik sağlık var
gizli gizli sigara içiyorsun
evin paslı tavan arasında
rüzgar uzaktan uzağa vuruyor
sen ruhunu okşuyorsun
ve senden hiçbir parça bozulmuyor
II
şimdi gitmeye niyetlenmişsin
ellerini masanın ağzı bozuk çekmecesine bırakırsın
gülüşlerini eski bir çarmıha gerer ölümsüzleştirirsin
oysa ki iyiydim ben bugüne kadar
sana gitme demiyorum tabi
ama sen gitme
hatırlamıyorsam uyuduğum zaman seni
unuttuğumdan değildir
düne kadar rüya bile görmüyordum
sevişmelerimizin tazeliğinden korkup
oysa ki kalbim her defasında çarpıyordu
oysa ki yetiyordu bizi önümüze konulan bir tabak
sen yersin diye aç kıldım kendimi
bütün gece açlığımdan korkarak
bir zeytini ikiye bölemezdim tabi
pay ettim ömrümüzü ısırarak
gözlerinde şuracıkta kendini hatırlatıyor
şura da ıslanıyorduk iki kişi
vapur denizleri bölüyordu önümüze
alsancaktan binmiştik
o gün dalgası dinmeyen gözlerine
ve o günden sonra başladım terazide gülüşlerini tartmaya
daha ayak basmamışken yeryüzüne.
’Gök çe’